Akl-ı Maaş Çamura Saplanmış Eşektir

19.10.2021
979
Akl-ı Maaş Çamura Saplanmış Eşektir

Akl-ı Maaş Çamura Saplanmış Eşektir

Kıymetli hocam, gününüz sağlıklı ve bereketli olsun. Uzun zamandır yazmadım, daha çok paylaşımlarınızla kendime çıkarım yaptım, sizi meşgul etmek istemedim. Ama artık yazma zamanını çok aştığımı düşünerek izninizle vaktinizi almak isterim. Geçirmiş olduğunuz rahatsızlık nedeniyle “Rabbi zidni ilmen ve fehmen ve imanen” zikirimi değiştiremedik. Daha doğrusu ben bu zikre devam etmek istedim. Sizden müsaade almak için yazdım lakin görüşemedik. Bende devam ettim aynı zikre. Okudukça bilgi, mesaj, ya da ne bileyim bakış açımda genişlemeler oldu. Bu oluşum arttıkça ben devam ettim. Sonra sizin duruma benzer hastalık geçirdim. Sanki muayene edilen kişi ile kan sonuçları farklı kişilere ait gibiydi. Doktor bile şaşırdı. Testleri 3-4 kez tekrarladık. Hepsinde farklı sonuçlar çıkıyordu. kanlar karışmış desek te, hepsinde karışması mümkün değildi. Akabinde farklı bir rahatsızlıkla uğraştım, çok basit bir hareketle belimi incittim ve 3 gün yatmak zorunda kaldım. Velhasıl böyle garip bir 2-3 ay geçirdim. Şükür şu an her şey yolunda gibi. Son zikirimi (Rabbi zidni ilmen ve fehmen ve imanen …) 102 gündür yapıyorum ama uzun zamandır aldığım ihtilaçlar ” yapmış olduğunuz efalleri değiştirmekte zorlanacaksınız”  şeklinde olmakta sanırım çok ısrarcı oldum bu zikrimde. Şimdi izninizle uygun gördüğünüz diğer zikrime geçmek isterim.

Bu arada bir önce vermiş olduğunuz “Hasbiyallahü lâ ilahe illahü….” zikrini de bu zikrimin hemen ardından en az 11 kere okumaya da devam ettim. Lütfen zikrinden sonra bunu en az 9_11-21 kez oku bırakma demiştiniz. Ellerinizden öperim. Selam es selame.

Daha önce okuduklarım; ” Ya latıfün -40 gün / Ey halıkı ya seyyidi -50 gün/Hasbiyallahü -80 gün/Rabbi zidni -102 gün. Birde hocam başladığım zikirleri neden bırakmakta zorlanıyorum. Sanki bu esma sadece benimmiş de yenisine geçince onu terk ediyormuşum gibi korkuyorum daha doğrusu üzülüyorum. Neden böyle oluyor. Hissettiğim sanki bir annenin yavrusunu terk etme duygusu gibi, ağlayasım geliyor.

-Selam es selame azizem; kusura bakmayın geç kaldım cevap yazmada… Malum meseleler. Zaman yetmezliği. İnşaallah bundan böyle ” Allahu veliyyüllezine amenu yühricühüm minezzulumati ilennur. ‘ayetini zikrediniz. Kırk gün sonra mutlaka bize yazınız. Selam ve dua ile.

-Kıymetli hocam hayırlı cumalarınız olsun, Rabbim bu mübarek gün hürmetine dualarınıza icabet etsin inşaAllah. Bir sorum olacak, sonrada vaktinizi almayacağım umarım. Günlerdir tek bir soru kafamın içinde, lakin soruma cevap mahiyetinde yorum yapmaya korkuyorum. Soru şu: Rabbim neden bilinmek istedi?

-Onun bir adı ”ez zahir” dir. Bu esma ancak bilinmeklikle kendini gösterir. Bu esma her varlıkta var olan temel Esmalardandır. Var oluş sebepleri bu esmadır. Sırda yeterince kalan her var, zamanla zahire çıkmak zorundadır. Bu ‘’bilinmek istedim âlemleri yarattım’’ bilgisi üzerine kitaplar yazılmış. Kimi bu hadis uydurmadır demiş. Hakkından gelemeyince inkâra sapmıştır. Eğer bu esma olmasa sen ben ve onlar şunlar hiç bir var varlık âlemine çıkamazdı. Bu fakir, uzun süre bu soru ile meşgul edildim. Hayatı çok sorguladım. Sonunda rabbime seslendim ya rabbi ne gereği vardı da bu âlemi yarattın dedim. Yemen tarafından SESLENDİ RABBİM; KEYFİMİN KÂHYASI MISIN? Hem azarlama vardı bu ifadede hem latife. Selam es selame

Aynı cevabı aldım ben de hocam. Korktum, konunun üstüne gitmeye. ama kendimi de tutamadım neden sorusunu sormaya, anladım ne demek istediğinizi; sen üzerine düşeni yap, daha da haddini aşma demek bu. “Hala aklınızı kullanmayacak mısınız” ayet i kerimesi haddimi aşmamda beni düşünmeye, sorgulamaya iten unsur oldu. Tabi neyi ne kadar düşünmek gerek orada yanılgıya düşebiliyorum. Rabbim bilerek veya bilmeyerek işlediğimiz kusurlarımızı affetsin. Selam ve dua ile ellerinizden öpüyorum. Yemen tarafı müslümanların olduğu berzah değil mi? Dün okumuştum bu konuyu bir makalede.

-Bu soruyu sorduran da rabbimizdir. O bir şeye ol demedikçe hiçbir şey olmaz. Soran kendisi cevaplayan kendisidir. O vardır başkası yoktur. ‘’La ilahe illallah’’ demek bu değil mi. Allahtan başka ilah yani güç kudret sahibi yoktur. Her var gücünü ondan alır. Beşeri akıl (Akl-ı Maaş)neyi bildi ki bunu bilsin azizem. Akıl iman nuruyla (kalple)  aydınlanmazsa ”çamura saplanmış eşektir.” 20 yy la bir göz at. Akıldan eser var mıdır? ‘’Din (ahlak, kurallar manzumesi) afyondur’’ diyenin arkasın milyarlar düştü de, Dünya cayır cayır yandı. Milyonlarca yarı hayvan, hatta hayvandan da aşağı mahlûklar öldü, öldürdü. Yemen tarafı demek sağ yan demektir. Selam es selame

AKIL AKIL / deme bana

Akıl akıl / deme bana
Hangi akıl / derim sana

Çocuk aklı / eşek aklı
Ergen aklı / ergin aklı

Akılda çok şey saklı
Mantık,zeka,akıl farklı

Cahil aklı / arif aklı
Marif aklı / tarif aklı

Coni aklı / cani aklı
Baki aklı / fani aklı

Kadın aklı / erkek aklı
Ahmak aklı / zeyrek aklı

Mümin aklı / kafir aklı
Yerli aklı / sefir aklı

Veli aklı / deli aklı
Sefil aklı / ali aklı

Şeytan aklı / melek aklı
Cimri aklı / selek aklı

Yobaz aklı / alim aklı
Mazlum aklı / zalim aklı
Akıl akıl deme bana
Bu sözcükte çok şey saklı

O nedenle,sözüm sana
Azizim veya ona buna
Beşer akıl yek başına
iyiyi kesin bulamaz

Akıl dediğin
Çağın nasibiyle beslenir.

İyi /doğru
Çağlar üstüdür.

Bu nedenle iyiyi/ kötüyü ararken
İlme ve vahye ihtiyaç duyarız.

Temel doğruları vahyin, Allah’ın
Bir de alimin bildirmesiyle ediniriz,
Hem değişmezliğini kabul ederiz.

Akla ışık ilim bil sen
yanlışları hemen sil sen

Sonra o doğrulara göre
Çağın olaylarını,
Nimetlerini yorumlar;
İyi,
Nispeten iyi,
Çok iyi
Kötü,
Çok kötü der,
Sıralamaya tabi tutarız.

Vahiy ilim yoksa eğer
O akıla şeytan değer

Vahyi yok sayanların
İyilikleri
İyileri değişkendir.
Yanılgıya açıktır.
Pişmanlığa yakındır.

Akıl akıl deme bana
Hangi akıl derim sana

Ahmed er – Rifa-i diyor ki:

“Âllah’ın çizdiği sınırlar önünde durun ve ilahi hududu çiğnemekten sakının.”

Bir sözü de şöyle:

“Cesedin şerefi, akıl denilen kıymettar varlıktır. Akıl; insan nefsini kendi sınırları içinde bağlayan bir bağdır. Nitekim akıl, nefsi bağlayıp ona şer’i sınırı çiğnetmedikçe akıldır. Akıl, şer’i hududu red ve kabul hususunda tereddüde düşecek olursa, o akıl değildir. Kişi akıldan mahrum olunca insanlık cevherinden mahrum kalmış demektir. Cevher olmayınca insanlık şerefi de gider, geride izzet ve yüceliğe layık olmayan sıklet ve kesafet yığını kalır.” (Altın Öğütler, A. Taşgetiren, s. 335, 336)

Hacı ali bayram
Alanya / 2008-10-22

Yayınlanma tarihi: 17 Mar 2017, 11:06

YAZAR BİLGİSİ
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.