ARŞI ÂLÂ’ DA TERAZİ GÖRÜYORUM

30.03.2020
402
ARŞI ÂLÂ’ DA TERAZİ GÖRÜYORUM

ARŞI ÂLÂ’ DA TERAZİ GÖRÜYORUM

*Es selam babacığım, Eûzü bikelatillahi’ttammeti min şerri ma halak. 
*Ya Kuddus ya subhan. Bende şuanda Nefise ait yeme, içme, uyku, cennet, zenginlik, makam, mevki, bedeni arzular, istekler, hiçbiri yok. 
Bedenimi hissetmiyorum. Sadece ruhumu hissediyorum. Ruhaniyetimin aldığı haz Allah’ın ta kendisi. Sanki muhammed Korkut öldü, yeniden yaratılmışım gibi. 

Babacığım halimi kelimelerle bu kadar anlatabiliyorum. Âlemlerdeki her sesi duyuyorum, âlemlerdeki tüm yaratılmışları televizyondan izler gibi izliyorum. Babacığım bir livata fiilini yapmaya teşebbüs eden erkek ve kadına, teşebbüs anında la livata-i fil hayatı dedim, anında haram olduğunu söyleyip geri çekildiler. Tövbe ettiler. Ardından başka, başka haram işlerde de aynı şekilde vazgeçtiler. Yazmaya kalksam uzayacak konu. Olumsuz esmâların hepsinin başına la takısı koyarak engelliyorum. 

           Maddi olarak görme, işitme, tat alma, dokunma, koku alma dünyasında, yani yaşadığımız dünyada yaşamıyorum. Sadece ruhtan ibaretim. Ve varlığımın başlangıcı, sonu yok. Geriye gittikçe gittim ruhumla. Geride hep Allah var. Geleceğe gittim yine Allah var. Bu herkes için geçerli. Varlık aleminde cemal ve celâl sıfatlarından başka bir şey yok. 

*Aslında gördüğümüz binalar, arabalar, hayvanlar, bedenler, vesaire, hiçbiri yok. Şekil şemal yok dünyada. Bomboş bir nur. Aynı rüya gibi. Hani rüyada bir şeye dokunuruz, hissederiz. Sevdiğimiz bir meyveyi yeriz tat alırız dimi. Aynı o şekildeyim. Gördüğümüz hiçbir şey kendisi değil, yanılsama her şey bir hayal, bir nur. Tek isimler var, sıfatlar, yerler, gökler, cennet cehennem, kadın erkek, kısaca tüm zıtlıkları cem eden Allah’tan gayri hiçbir şey görmüyorum, duymuyorum, dokunmuyorum, tat almıyorum, koklamıyorum. Kısaca her şey o. beş duyu da o. Beş duyu ile algıladığımız ,şekillendirdiğimiz her şey de o. Allah her şeyde. Temiz de o, kir de o. Güzel de çirkin de o. Dost da o, düşman da o. Kadında o, erkek de o. Sevap ta o, günahta o. Mazlum da o, zalim de o. Kısaca her şey o. Bu kadar. Allah’ın Esmalarından ibaret her şey. Esmaların, davranışları huyu, suyu, ahlakı. Cemali ile celâlinin birbirleriyle sevişmesi, savaşmasından ibaret âlemler. Örnek; Allah ya müzil esması tecelli ederse rezillik, kepazelik, acı üzüntü bela… Ya Muiz ismi ile tecelli ederse rahatlık, huzur, afiyet. İkisi de Allah sonuçta. Örnek; bir kişide ya müzil ismi baskınsa, o kul ne kadar çalışsa da rezil. Geri kalmaya mahkûm. Hakikatte fail, fiili yapan eden, her işin, her olayın yaratanı Allah. Babacığım hakikatte şimdi ben senle yazıyorum,  Aslında Allah’a yazıyorum. Allah da okuyor. Bana cevap veriyor. Bu sadece ikimiz için değil, herkes için geçerli. Ali, muhammed yok, Allah var. Zülfikarların hiçbiri yok. Desem ki bir gün, şu andaki gibi, siz Allah’sınız, doğru derim. Allah şen’leriyle kadın kılığında, erkek kılığında, melek kılığında, şeytan kılığında, cemal kılığında, celâl kılığında.
Kafam, beynim, iradem, düşüncem, et kemik dünyam, ağzım, burnum yok, sadece ben oyum. Herkes o. Ama Allah şeriatında, sen ben değilsin der. Ama herkesi kapsamaz o şeriat. Hani bir gün Rasulullah’a vahiy için Hz Cebrail geldi. Ya kardeşim Cebrail, bu vahyi nereden getiriyorsun… Arştan. 
Allah nasıl konuşuyor senle, yeşil perde arkasından. Hiç perdeyi kaldırdın mı, Hayır. Sana emrediyorum bir dahasında kaldır. Tamam dedi Cebrail 
ve gün geldi yeşil perdeyi kaldırdı. Kimi gördü perdenin arkasında, Resulullah’ın ta kendisi. Cebrail Rasulullah’a indi. Ya resulullah sen vardın o perdenin ardında. Vahiy senden sana geliyor. Bir başka zaman resulullah Allah nerede dedi. Cennete gittiğinde, melekler dur ya muhammed Allah namaz kılıyor dediler. Evet, Allah namaz kılar, zikir çeker, yer, içer. 
Ama iman herkese hitap edecek şekilde indiği için, genele bu yüzden, kuran olarak indi. İman kişiye göre değişir.

Hani Allah cennette tecelli eder kullara, cennetliklerin birçoğu inkâr ederek, Ey Allah’ım sen bu olamazsın, sen sübhansın, derler. Bu ne biçim Allah derler, aslında Allah kendi görüntüsü ile tecelli etmiştir ama dünyadaki Allah’a itikatları farklıydı. Allah o kullara seslenir. Ben âlemlerin rabbiyim der. Yine de inanmazlar. Herkes Allah’ı nasıl tahayyül ediyor, inanıyorsa öyle görecek. Nasıl itikat ediyorsa o şekilde, görünür kişiye Allah. Bu hal burada dahi aynı. Herkesin idrakında bir farklı Allah var.

-Selam es selama aziz kardeşim imam muhammed Yazdıkların yıllardır binlerce yazı ile anlattıklarımın kısa bir özeti gibiydi. Temizledim (editledim) kardeşlerimizin hizmetine sundum. Umarım rabbimizin muradı yerine gelir, zülfikârlar kılıçlarını sallarken ’’atan sen değildin, öldüren sen değilsin’’ hitabına muhatap olurlar. Bizim elli yıldır yaptığımız da senin yaptığından başkası değildir. La takısı ile celalı teskin etmek, ya takısı ile cemal kemali öncelemektir. İki bin yılında alemler öylesine celaldi ki, yani hidayet edilip işe başladığımızda, Allah’ın evinde tek mümin yoktu. yaşatıldığımız keşifte camiler dışarıdan kilitlenmiş, kapısına kimseye girme fırsatı vermemek için iki devasa melek nöbetçi konmuştu, içeride sadece iblis vardı… Tabir böyle söylemeyi gerektiriyor,aslında Allah’ın celalı vardı, celalullah vardı demem gerekiyor. İlk olarak o kilitli camiyi açarak girme iznini rabbim bu fakire nasip etti. Açtık kapıları ardına kadar ve başladık sıfırdan davete… İşte gele gele bu kadara geldik. Durmak yok yola devam dedik. Düzenli davetimiz var. Gelen ağamdır, gelmeyen paşam. Dileyen iman etsin, dileyen inkâr. Nasılsa cehennem de Allah’ın narı, cennette Allah’ın nuru, ta kendisi. Selam es selame.

*Es selam babacığım. Eûzü bikelatillahi’ttammeti min şerri ma halak. 
Ya hakem, ya hâkim, ya vali isimleri ile yazıyorum babacığım. 
Alenen Allah seslendi; söyle imam Ali’ye mavi gözlüleri sevmesin… Özellikle kadınları daha bastırarak söyledi. Erkeklerin de mavi gözlü olanlarını sevmesin dedi. Yeşil gözleri sevsin dedi. Çünkü o mavi gözleri sevdiği zaman celalimi kuvvetlendirir. Yeşil renk kemaldendir, dedi. Ayrıca babacığım, ben hep arşı âlâ’ da bildiğin terazi görüyorum. Dedim ki artık her şey teraziye konup işleme sokulacak. La zulüm la zalim kısaca her şeyin hakkı verilecek. Kısas, hak, adalet gerçekleşecek. Ayrıca çevremdeki veya hiç görmediğim kişilerin, zalim olanlarını, elimde bir hançer, üzerinde ya Adl esması yazılı, bedenlerini parçalıyorum. İçindeki, midesindeki altınları çıkarıp mazlumlara veriyorum. Kimden çaldıysa, hırsızlık ettiyse, ona veriyorum. Sürekli ruhlar âleminden kafalar uçuruyorum.

-Selam es selame. Maşaallah barikallah. Emrin başım gözüm üstüne rabbim, aşkım. Sevme dediğini sevmeyeceğim izninle. Sev dediklerini seveceğim seni severcesine. Gazamız mübarek olsun aziz kardeşim imam muhammed. Dün sözleştik ahitleştik rabbimizle. Çöpleri çöplüğü atacağız. Acımayana acımayacağız. Merhamet etmeyene merhamet etmeyeceğiz. Vurduğumuza dönüp bakmayacağız, çöpler bitmedikçe kılıçları kınına sokmayacağız.

*Maşallah barikallah gelecek çok güzel gelecek. Babacığım artık zaten bunlar merhametimizi suistimal ettiler, akıllanmayacaklar, artık savaş zamanı.

-Lütfen sayfayı takip etmeye çalış. Âlemlerin rabbi kâfirleri cehenneme doldurmayı hükme bağlamış. Acımıyorum onlara, sen de acıma dedi, bu kuluna. Şifreleri çözülmüş bulacaksınız inşaallah, hedeflerinizi apaçık göreceksiniz, size boyun vurmak, karın deşmek düşüyor, rabbimin emrince. Biz manada kazanınca savaşı, yer ehli kolayca görür, bilirsin o işi. Selam es selame 

*

YAZAR BİLGİSİ
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.