Bir sır keşfettim

01.01.2021
694
Bir sır keşfettim

Bir sır keşfettim

BABACIGIM bir sır keşfettim. Kovulmuş şeytandan Allaha sığınarak söylüyorum. Şiddetli bir diş ağrım vardı. Bir turlu geçmedi. İçgüdüsel olarak sağ el işaret parmağını dişimin üzerine koydum bir defa Bismillahirrahmanirrahim dedim, o anda, hemencecik ağrı kesildi. Kaç günden beri beni rahatsız ediyordu. şimdi yok oldu.

Demek ki her şeyin bir sırrı var. Biz bilsek her şeyi anında yaratacak, Rahman Rahim Allah. Demek ki ilmi ledün, beden ilmi ama hangi uzvunu, nasıl, ne zaman, hangi esma ile kullanmak, bilmekten geçiyor. Neler neler okudum, ne dualar okudum, hangi sebeplere başvurdum, hiç biri diş ağrımı geçirmedi. Bitkisel, sentetik ağrı kesiciler, dualar, ayetler, hiçbiri tesir etmedi.

Demek ki hani biz ümmeti muhammed olarak isyan ediyoruz ya, namaz kılıyorum, zikir çekiyor, haram islemiyorum, ama Allah duamı kabul etmiyor. Başım beladan eksik olmuyor, diyoruz ya aslında doğru zikri, doğdu uzvu kullansak her istediğimiz anında olacak.

Selam es selame. İmam Muhammed kardeşim. Herşey ilim iledir. Efal ile dua eşleşir, yerli yerinde kullanılır, vakit şartı da yerine gelir, yeterli okuma da yapılırsa, ölü dirilir, diri ölür. Ol dediğin olur, öl dediğin ölür, diye defalarca yazdık. Kün fe yekûn, diyen kulun dilinden Allah’tır iş hemen oluverir.

3000 yıllık mısır çöker bir muşa ile putlar yıkılır bir Muhammed, roma feth edilir bir Muhammed ile. Osmanlı paramparça olur, kominizim yetmiş milyon kişiyi katlettiği halde dünya yüzünden silinir bir başka kulun duası ile.

Ve sıra 300 yıldır devam edem deccaliyetin ortadan kalkmasına kalır. Şimdi de sıra ondadır, inşaallah. Allah teâlâ seni miraca bu nedenle davet etti. Yanlış yapan güzeli cemali mahveder. Doğru yaparsan da çirkini cehenneme gönderirsin. Allah diyenler celalı tahrik ederek 300 yıl islamın tepesinde boza pişirdiler.

*İŞTE BİR ZİKİR EHLİNİN YANLIŞ ZİKİRİ HERŞEYİ, TARIDUMAN EDER.

Allah ismi celaldir, tahrik edersen kıyameti bile koparır. Talebena vecedena. Siz talep edersiniz biz icabet ederiz demiyor mu? Neyi talep ettiğine bakmazsan, narında hak, nurunda hak der, yanar gidersin. Yandıkça ‘’Allah dostlarını sevdiği için yakar’’ diye de akla, mantığa, kurana, hadise ters sözlerle, cahilleri de yanına çekersin. 

<İlim bilmektir. İlim kendin bilmektir.  Sen kendini bilmezsin bu nice okumaktır.>  Allah’ı senden daha çok şu anda kim bilir. Celal karşına dikilmedi mi, iblis dilinden kimi anlattı. Cemalullah iblisi nasıl susturur. Sen bana yazdıklarını yeniden okumalısın.  İlimde en derin hal yaşamaktır,o bile bazen yetmez, tefekkür ile idrak etmek gerekir. Ne yaşadın, neden yaşadın, ne yaptın da nelere sebep oldun.

Uyanık olmaktır ilim, irfan sahibi olmak idrak iledir.. İlim ehlini bulunca eteğine yapışmaktır, âlimin huyu. Rabbimiz seni bize tam zamanında ulaştırdı… Ve şu anda tam yetkili imamsın. Vakitli yetişmeseydin, ihtimal mevta olacaktın, sırf yanlış zikirlerin nedeniyle vakitsiz, kazaen gidenlerden olacaktın. Maşaallah işlerinizden artık şikâyet etmiyorsunuz.

Madem zamanın çoğunu işin alıyor, kalan vakitlerinde istirahatten fedakârlık ederek dikkatini zikre ve ilime vermelisin. Aksi halde bir tek yanlışın ortalığı zifiri karanlık hale getirir. Cennette iken an içinde cehenneme geçiverir yetkin evliya, kendi hayatını da içinde yaşadığı toplumu da. Sana yardım ederken ben burada dokuz doğurdum azizim. Dokuz doğuran sen değil bendim.

Seni celale kaptırmamak için didiniyordum, celal bana geliyor, yardım etme Muhammed’e, o benim diyordu. Şimdi ne der oldu, sen biliyorsun. Rabbimizin inayeti ile celalin elinden almasaydık, karşımıza dikecekti seni de ümmetin canını alacak, nurumuzu söndürecekti. Resulullah ve ailesi senin için ne kadar çaba sarf etti ve bize nasılda emanet ettiler hatırlar mısın? Kalbinde olanı Muhammed’ime ver diye, bize emirler verdiler, değil mi?

*Babacığım ben artık bir la beddua görsem, hemen o bedduayı tart ediyorum, yok ediyorum. Merhamet şefkat, huzur, sağlık istiyorum.
Babacığım hatırlar mısın, ilk zamanlar, celalin en büyük evliyasıydım. Senin nasıl üzerine saldırdım, sözlü fiili. Ama sen hiç cevap vermedin bana. Velev ki bana karşılık verseydin, celalimi coştururdun, kuvvetlendirirdin benim o halimi. Hatta ben sana saldırırdım. Sen merhamet dilendin, af dilemiştin…

Hatta Zülfikar kardeşlerim; ‘’o da senin gibi kul, neden af diliyorsun’’ diye serzenişte bulunmuşlardı sana. Sen işini biliyordun. Allah’ın gazabını merhametini nasıl dindireceğini, söndüreceğini biliyordun. İşte ben o anda hidayete geldim. Senin merhametin, af dilemenden dolayı ben cemal evliyası oldum. Vallahi aslında sen benim saldırılarıma, kavgama karşılık verseydin, kıyamet kopardı.

Sen o davranışlarınla, ilminle, hilminle hakikatte Allah’ı sakinleştirdin. Baba Allah’ın öfkesini özür dileyerek, tövbe ederek, hilmiyet göstererek, sabırlı davranarak yendin. Allah ile savaşmadın, sustun. Ben sana ne hakaretler ettim, o halimle. Ben af diliyorum senden, babacığım. Şimdide utanıyorum.

Dün gibi hatırlıyorum neler yaptım, ne acılar çektirdim sana. Ben kötülük yapıyordum, sen iyilikle karşılık veriyordun. Ben sinirle üzerine gelirdim, sen bana merhamet, af istiyorum, derdin. 
İste o anda benim öfkem yok oldu, merhamet ile doldum, çok iyi hatırlıyorum.

-İşte kendi canında yaşadığın, hakkal yakin tadarak öğrendiğin bu ilmi taşımakla mükellefsin, azizim imam Muhammed kardeşim.
Sabah yedide yatmıştım. Kahvaltıya çağırmışlardı. Şeker hastasıyım bilirsin. Şekerin var, kahvaltıya geç geliyorsun dedi annen. Haklıydı, o nedenle ayrılıp yeniden geldim. Şimdi bize gitmek düştüğünde, celâlullah’ı tahrik ederek üzerine yollayan, sonra da sana kurtar bizi ya imam diye koşan, milyarlarca kul olacak…

Onlara bizden gördüğün rahmet muamelesini yaparak, celâlullah’ı teskin etmek sana düşecek, Allah’ın izniyle. Resulü Kibriya efendinizin sav. âlemlere rahmet vasfını, cemali emaneti ihtimal sen taşıyacaksın. İhtimal diyorum, biliyorum ki kutuplar arasından en merhametlisi kutbulaktap olur…Diğer kutuplar makamlarında devam eder, beklemeye alınırlar. Terfide liyakat en önemli ve rahmetli davranıştır, Adetullahtır…

*Zaten babacığım, Allah’tan başka ilah yoktur, muhammed onun resulüdür. Beni frenledin, bana karşı gelmiyordun. Tatbi-i ki de cemal ve celalin kavgası dedin. Senin bana karşılık vermemen ve üstüne üstlük tövbe etmen… Sen tövbe ettikçe, af diledikçe benim gazabım, öfkem, kahrım yok olup gitti. Yerine merhamet, şefkat geldi.

-Canın ne kadar yanarsa yansın, hangi yönden tahrik edilirsen edilmiş ol, nelerden mahrum olarak mücadeleye mecbur olursan ol, sükûnetini, rahmetini, affını, acıma duygularını öne çıkaracak ve karşındakinin Allah’ımızın celalı olduğunu hatırlayıp teskin edecek, yaralarını saracaksın. O kuldan bir şey beklemeden, sırf Allah rızası için bunu yapacaksın. Düzenli imtihan halinde olduğunu bileceksin.

Hani çevremizde başkalarına kızar, dolar taşarız da canımız kadar sevdiğimiz eşimize gider çatarız. Sonra da onun rahmetini kana kana içtikten sonra mahcup oluruz. Dersler çıkarırız. Öfke anında işi teskin ettikten sonra değerlendirecek, gelecekteki mücadeleye biraz daha kazanımlı, donanımlı olarak hazırlanacaksın.

*Baba sende velev ki o merhamet olmasaydı, bana karşılık verseydin, kışkırtsaydın, ben celal hükümdarlığını kurardım. Zaten senin bana elsiz dilsiz olmam, beni cemale ulaştırdı.  Bu neden benle savaşmıyor, karşılık vermiyor, cevap vermiyordun. Benden af dilemen, tövbe etmen, merhamet istemen beni şaşkına çevirdi. Durdum, düşündüm, anında cemale ulaştırdın beni.

– Çünkü savaş bitici değil. Ecel gelinceye kadar ibadete, hizmete devam edeceksin. Giderken de elini kime vermen gerektiğinin hesabını kitabını iyi yapacaksın. İbrahim’in oğulları arasında yapılan hileli, düzenbaz, celali el verme işini yapmayacaksın.

*İbrahim oğullarında bu vardı. Ama hikâyeyi hatırlayamadım. Anlat gözümün nuru, babam.

-Yakup as. annesinin hilelerine nasıl uydu da kardeşinin olan yönetim hakkını hileli yolla aldı. Sonunda soyu nelerle imtihan edildi. Yahudiler kuranda nasıl anılır oldu. Çünkü atasından el alırken hile yaptı, harama daldı, en zirveden… Sonunda soyunun çekmediği ceza kalmadı. Halen de lanetliler. Diğer kardeş çekildi bir kenara, sabretti, ne oldu. Sonunda efendimiz ve bizler geldik. Öteki soy celalın imamları oldular, bizim taraf da cemalin imamlığını hakk etmiş olduk. Soyumuz asla celale hizmet etmemeli.

*Evet, biraz daha anlat ey kalbimin dili, peygamberlik hak edene gitmedi dimi?

-Tevrat’ı hikmet gözüyle, dikkatle okumalısın, her şey yazılı, kayıt altında aziz kardeşim. Hz Musa as. filmlerini internetten indirip izlemelisin, hikmet gözü ile ama. Narı da hak. Nuru da hakk demiyor muyduk? İlim kimde yönetim onda. <Parayı veren düdüğü çalar>, ilmini bilen hükmünü yürütür. Celâlullah’ı tanımak istiyorsan, TEVRATI OKU… Cemalullah’ı tanımak isteyen de KURANI OKUsun. 

İkisi de hakk. Biri Allah’ın celalından, biri cemalından tecelli. Biz uyuyana çuvaldızı batırır gibi,göze mertek sokar gibi açık açık demiyor muyuz? Mücadele Allah’la Allah arasındadır, başka ilah yok, tek allah var, diye. La ilahe illallah demedik mi. Allah’tan başka ilah yok.

Öyleyse bu savaş niye, nedir bunca cümbüş, bu eda, bu aşk, bu vaveyla, bu kadar cürüm, can yakar, bir sıfat diğer sıfatın üzerine yürür. Gözyaşı akıtır. Milletleri birbirine düşürür.
Anayı kuzusundan ayırır, aşkı nefrete, kine dönüştürür de dün uğruna ölmeyi düşündüğümüzü bize öldürtür,katil eder.

*TAMAM, bildiğim gibiymiş. Senden de öğrenmek istedim, duymak istedim. Tevrat metinlerinde; Yakup ve ilk doğan kardeşi ESAV ile analarının karnında başlayan çekişmeden, doğduktan sonraki peygamberliğin Yakup tarafından hile ile elde edilmesine ve ondan sonraki yaşamlarında oluşan düşmanlığa, nefret boyutuna varan tecelli tüm safhaları ile ayrıntılı olarak işlemektedir. Bu safhalardan küçük boyutta bilgiler vererek, bu hususta değerlendirmelerde bulunalım:

Esav;“Yakup’a, ‘Lütfen şu kızıl çorbadan biraz ver de içeyim. Aç ve bitkinim’ dedi. Bu nedenle ona Edam adı da verildi. Yakup, ‘Önce sen ilk oğulluk hakkını bana ver’ diye karşılık verdi. ESAV, ‘Baksana, açlıktan ölmek üzereyim’ dedi, ‘İlk oğulluk hakkının bana ne yararı var?’ 

Yakup, ‘Önce ant iç’ dedi. ESAV and içerek ilk oğulluk hakkını Yakup’a sattı.” “Büyük oğul Esav’ın en güzel giysileri o anda evdeydi. Rebeka onları küçük oğlu Yakup’a giydirdi. Ellerinin üstünü ve ensesinin kılsız yerini, oğlak derisiyle kapladı. Yaptığı güzel yemekle ekmeği Yakup’un eline verdi. Yakup babasının yanına varıp, ‘Baba!’ diye seslendi. Babası, ‘Evet, kimsin sen?’ dedi. Yakup, ‘Ben ilk oğlun Esav’ım’ diye karşılık verdi, ‘Söylediğini yaptım. Lütfen kalkıp otur, getirdiğim av etini ye. Öyle ki, beni kutsayabilesin.’

İshak, ‘Nasıl böyle çabucak buldun, oğlum?’ dedi. Yakup, ‘Tanrın RAB bana yardım etti’ diye yanıtladı. İshak, ‘Yaklaş, oğlum’ dedi, ‘Sana dokunayım, gerçekten oğlum ESAV mısın, değil misin anlayayım.’ Yakup babasına yaklaştı. Babası ona dokunarak, ‘Ses Yakup’un sesi, ama eller Esav’ın elleri’ dedi. Onu tanıyamadı. Çünkü Yakup’un elleri ağabeyi Esav’ın elleri gibi kıllıydı. 
İshak onu kutsamak üzereyken, bir daha sordu:

‘Sen gerçekten oğlum ESAV mısın?’ Yakup, ‘Evet!’ diye yanıtladı. İshak, ‘Oğlum, av etini getir yiyeyim de seni kutsayayım’ dedi. Yakup önce yemeği, sonra şarabı getirdi. İshak yedi, içti. ‘Yaklaş da beni öp, oğlum’ dedi. Yakup yaklaşıp babasını öptü. Babası da onun giysilerini kokladı ve kendisini kutsayarak şöyle dedi: ‘İşte oğlumun kokusu, Sanki RAB ‘bin kutsadığı kırların kokusu…’ İshak Yakup’u kutsadıktan sonra, Yakup babasının yanından ayrıldı.“

25“Babası Yakup’u kutsadığı için Esav kardeşi Yakup’a kin bağladı. ‘Nasıl olsa babamın ölümü yaklaştı’ diye düşünüyordu, ‘O zaman kardeşim Yakup’u öldürürüm.’ Büyük oğlu Esav’ın ne düşündüğü Rebbeka’ya bildirildi. Rebeka küçük oğlu Yakup’u çağırttı. Ona, ‘Bak, ağabeyin Esav seni öldürmeyi düşünerek kendini avutuyor’ dedi, ‘Beni dinle, oğlum. Hemen Harran’a, kardeşim Avan’ın yanına kaç. Ağabeyinin öfkesi dininceye, sana kızgınlığı geçinceye, ona yaptığını unutuncaya kadar orada kal. Birini gönderir, seni getirtirim. Niçin bir günde ikinizden de yoksun kalayım?’”26 Kaynak: Hz. Yakup’un Kişiliği ve Şeceresi – Cengiz duman

-Beşer aklına hitap etmiyorum aziz kardeşim Muhammed. O beşeri akıl ki bir adı Akl-ı Maaştır, gönül ışığından mahrum olduğu sürece, çamura sağlanmış eşek gibidir, kendini bile çamurdan, fiziki âlemden kurtaramaz. Ben senin gönül gözünle aydınlanmış KÜLL-İ AKILINA hitap ediyorum. Kardeşlerimizden burada yazılanları hazmedemeyenler daha fazla okumasınlar.

Akıllarının kaldıramadığını mideleri de kaldıramaz. Sakın ola ki İnkâr etmesinler, eğer hak yolun yolcusu iseler. Çünkü inkâr ettiği her bilgi ve gelecek ona kapanır, bir daha ebeden açılmaz. ‘’Demek ki bilmediklerim var ey rabbimiz ilmimizi, irfanımızı, imanımızı artır’’ desinler.

Maşallah hikâyeyi edebi asıl haliyle bulup soframıza getirdin. Elhamdülillah. İşte bunlar birer hikâye değil. Okuyana ilim menbaıdır. Tefekkür edene önünü aydınlatan bir güneştir, yahut gecelerde önünü görmene yeter derecedeki ay aydınlığı, nurdur.

*Ben bunu izlemiştim, film sinema seklinde.  Yakup as kızmıştım pirim, annelerine de.  Hile ile celalin peygamberi olmuş, Yakup as. ESAV kardeşim geldi. Şu anda, boyutlar arasından. Allah’u ekber. Pirim size Selami var.  Esav kardeşim geldi ya… yanım da ya… çok mutlu, keyif doluyum. Ruhum coştu babam… Mutluluk ! Tarifi imkânsız. Cinsellik bile bu kadar mutlu etmiyor insanı. Ruhani âlem mutluluğun esas kaynağı.

-Aleyküm selam ey azizler azizi, Allah’ın sevgilisi ESAV kardeşim. Selam cümle insanlığın üzerine olsun. En çok da iman ehlinin Cemalullah’ı tercih edenlerin üzerine olsun.

*Babam;’’Siz rahat olun’’ diyor. ‘’Benim peygamberlik gitti ama sizin makamınıza cemal celal peygamberleri bile imreniyor.’’ diyor… Peygamberliği verip, bize imam olmak istiyorlarmış.

-Esav kardeşime sorar mısın, hikâye sahih midir?

*’’Evet’’ diyor. 
‘’Gerçek: 
Hile ile celal peygamberliğimi benden aldı, yakub’a verdi.’’

-Sizin adınıza çok canım yanmıştı efendim, hikâyenizi izlediğimde, gücüme gitmişti. Celalın hükümranlığı ne kadar da uzun sürdü efendim.

*Babacığım; ‘’mutlu olun, şer gibi ama hayır oldu. Bak sizler yetiştiniz’’ diyor… Şu anda sağ ayak başparmağım seğiriyor.

-Kardeşiniz ve anneniz hiç pişmanlık duygusu yaşadı mı Esav kardeşim? Merakımı hoş görün, lütfen efendim.

*O zamana kadar maddi ve manevi her türlü saltanat (cemaldeydi)bizimdi, ilim, güç, kuvvet, her şeyi celal o hadiseyle ele geçirdi… Hayır, celalde pişmanlık yoktur’’ diyor. ‘’Her şeyin arkasında zahir olan rahman rahim Allah’tır.’

-Elbette… Hakk. Celal da hakk, cemal de hak.. Ve âdemoğlu için gerçekte hedef Cemal Kemali yaşayarak hakk ile hakk olmaktır…Ancak ümmül kitapta cenabı allah böyle murat etmiş ki bu olaya izin çıkmış. Ama ne kadar da zor efendim. Allah’u ekber. Allah’u ekber. Allah’u ekber. Bize ne büyük bir ilim, şeref, huzur bağışladınız efendim. Bu soru ömrümce beni yormuştu.

Bu sırrı sizden almakmış nasibimiz. Kimi celalin, kimisi cemalin rolünü oynuyor. Celalden pişmanlık beklemeyeceğim bundan böyle. Ona ancak haddini bildirmek kalacak. Defalarca affedip, yeniden yaniden cemali sömürmesine razı olmayacağız inşaallah. Her kusurumuzda hemen tövbe edip bağışlanma dileyerek celalın ateşini harlanmadan söndüreceğiz.

*’’Celali ancak af dilemek tövbe etmek ile dizginlersin’ ’buyuruyor babam.

Evet, bunun bilincindeyiz elhamdülillah. Gerisinde hüküm cemalullah’ın. Evet. Celalullah bu sırrını bize lütfetti. Ondan ancak aman dilenerek, özürlerle, tövbelerle kurtulunur. Bunu bize alenen, kelimesi kelimesine lütfetti allah cc. Hazretleri.

* Kesinlikle. ’Ari kovanı gibi düşün, çomağı sokmadıkça sana saldırmaz, tepki yok’’

Amenna ve saddakna .Aynen .. Ona dokunmayan bin yıl yaşar. Bin yıl uyuyan, taş kesilen virüsler kadar zararsız kalır, ta ki tahrik edilinceye kadar. Celali zikirler ona can verir, meydan açar, tecelliye davet eder. Kuran da bizi bu gerçeklerle uyandırır, dokunmayın ateşe yanarsınız. Kevser dururken şarapla ne işiniz olur der. Aklı devre dışı bırakan her şeyden sakının .Aklını kullanmayanların üzerine pislik saçarız, buyurulur.

*Evet pirim kesinlikle hal ve hareketler, zikirler, dualar onu uyutur, veya bitkisel hayata sokar, yada hayat verir, can verir, Önüne geleni yakar geçer..

-Görüşmek üzere. Burada seninle görüşmeyi kısa kestirmek için başıma çoraplar örüyor. Tek çözüm muhabbetin devamını başka bir vakte bırakmak. Selam es selame

*Af ve afiyet, merhamet istiyorum,babam.

-Amin. İnşaallah..selam es selame, aziz imam Muhammed kardeşim.

Yayınlanma tarihi: 19 Eyl 2018, 23:59

YAZAR BİLGİSİ
YORUMLAR

  1. HakikatYolcusu dedi ki:

    Komünizm belli bir dönem Rusya’da insanlığın huzuruna, gelișimine katkı sağladı. Onlar savașmasaydı Hitler Asyayı ele geçirip daha uzun bir süre yeryüzünü zulmüyle inletecekti. Olaylara farklı açılardan bakmak lazım. Selam es selam