Bugün Yeniden Doğdum (O Bir Melek 9)
Bugün Yeniden Doğdum
Ne güzel dediniz. Gelmeden bir gece bağırarak uyandığım bir rüya görmüştüm. ”Ben La ilahe illallah’ım” diyerek uyandım. Ben Hakkım derdim hep ama bunu düşünmek başka bir kapı araladı bana. ”Ben La ilahe illallah’ım”… Üzerimi nur örtüyor şimdi bunu düşünüyordum. Öylesine bir his… Bir de aklıma birşey daha geldi. Kâbe nin üzerinde Kuran ı kerim açıldı ama kırk beş derecelik açıyla, yani sadece dörtte biri demiştim.
Dört kapı, kırk makam diye bir kavram var. Bununla bağlantısı var bu görüntünün. Bugün yeniden doğdum. Nefsimin girdabından sıyrıldım. Gece Kâbe ye gittik. Yanımda gruptan bir dede de vardı. Aşklı biridir. Hicri İsmail e girmek istedi. Hep birlikte gittik. Sonra birbirimizi kaybettik. Baktım Hacer’le Esvet e çok yakınım. Gelmişken gideyim dedim. Kendiliğinden aktı gidişim. Bir kitap var. Okursanız memnun olurum, memnun olursunuz. ‘’Size Bir Sır Vereceğim.’’ Mustafa Kaya’nın. Kırk günlük orucumun tetikleyicisi. Umre gecesi sır rüyadan bahseder.
Hacer el Esvet e dokunurken tavsiye ettiği bir şey var. Onu yapmak için yaklaştım. Taşa selam vererek yaklaşıyorsunuz ve şehadet parmağınızı dokundurarak “Bana kendinden sakladığın sırını göster “ deyip elinizi öpüp sağ gözüne sürüyorsunuz. Ve o gece gördüğün sır rüya seninle mezara girecek. Gittim. Aşırı derece izdiham vardı. Okudum. Okudum. Ezildim. Kemiklerim sıkıldı resmen. Bir dirsek boyu kadar yol kalmıştı ki yine geri itildim. Ah hocam ah. Ağlayarak geri çıktım. İstediği olmayan mızı mızı çocuklar gibi başladım ağlamaya. Belki bir saat ağladım.
Belki daha fazla. Rabbin sırlarından mahrum kalmak korkusundan. Gelmiş de eli boş dönmese de bu sırlara vakıf olmayacak kadar testisi boş hissettim kendimi. Tavafı gözüm görmedi. Kâbe’de kimse umurumda değildi. Bir tek ben ve içimdeki mahrumiyet duygusu vardı. Sabah namazını beklerken ağlamaya devam ettim. Ah benliğim ah. Ne çektirdi bana. Bu varlık duygusu yirmi beş yılımı yakmış. Nefsimin çırpınışlarını sezdim.
Kendime gelişimi. Sanki beni oraya götüren Rab benim kemiklerimi sıkıp, ezip, büzüp, hiçe sayıp bana varlığını bırak gel dedi. Bir dirsek boyu kadar da yaklaşsan varlık duygusu oldukça Allah a yine varamazsın dedi sanki. Bunları hissettikçe perişan oldum. Kâğıt elimde buruştu kaldı. Ona bile üzüldüm. İstediğim olmadı diye birilerine küsüp darılmak mümkündü benim için dünya hayatında. Ama şimdi taşa mı küseyim hocam? Ne tuhaf de mi? Küsecek bir kimsen yok. Taş da olsa. Kimseye trip atamazsın.
Teslimiyet göstereceksin Rabbin huzurunda. Çocuk gibi ağlamam da bundandı. Ama idrakimi öyle bir açtı ki. Benliğimden bir merdiven daha sıyrıldım. Üstelik önceki gün benliğimden sıyrılmadan beni buradan gönderme diye dua etmiştim. Bedenimdeki negatif birikime dair her ne varsa hepsini burada al üzerimden. Gidince hiç bir negatif hatırlamayayım dedim. Duam kabul olmuş. İçime Ey Rahmeti bol padişah ilahisi okunuyordu. Yeniden tevbe ettim. Yeniden O nu diledim. İnanın ki içimde başka bir yolculuk vardı o an. Yanımda tanımadığım bir teyze sırtımı sıvazladı.
Rabbimin eliydi sanki dokunan. Sonra bir ses duydum. Gavs Hz. Nin selamı var dedi. Menzildeki Mübarek. Onun sesini duyuyor gibiydim. Mektup okuyordu o ses. “Şundan emin olsun ki Allah sabredenlerle beraberdir. Rükuya eğildi rükûu buldu. Secdeye eğildi sükût oldu. Varlık iddia etti, varlıktan sıyrıldı.”… Diye başlayan kelamlar etti. Ve sol yanıma geldi mübarek yine nurluydu. Yine tam hatırlayamadığım birşey var ki “cennetle müjdelenmekten” de bahsetti. Lakin tam cümle kuramayacağım. Bir daha ağladım. Ağladım. O an menzile gitmek geldi içimden.
Sonra içimden bir ses yine menzilini buldu dedi. Kalbim belirginleşti. Sabah namazını kılarken yeşil renkli taşlar belirdi manada. Üzerime örtülüyordu. Ve Kitaptaki selamda “Essem mi aleykum. Ya bakiyeli cüzü cesedi insan. YA YAKUDUL HADRA, ya el Hacerül Esvet şahit ol” diyordu. Yakuttan taşlar mıydı diye düşündüm. Müjdemi aldım. İnşallah bundan sonra da katlanarak artar imanım. Kaybolup gider benliğim. Kelimelere dökmenin yetersiz olduğu güzellikte bir gündü bugün. Abdulkadir Geylani Hz. “Allah ın cemalindense celali yeğdir” der. Bugün celalini gösterdi. İtti, çekti, ezdi beni kendime getirdi. Daha ne diyeyim bilemiyorum hocam. Ömrüm boyunca ağlayarak kalabilirdim o an.
-Selam es selame Şeyma kızım, rahmeti bol rabbimin özel misafiri Şeyma kızım. Yirmili yaşlarında yaşadıklarını yaşayan kaç şanslı vardır şu dünyada…
‘‘Geçmişteki hataların çaresini bulur muydum? Acıları çekmeseydim bugünkü ben olur muydum’’ ? Şimdi anladın mı narın da hakk nurunda hakk diyenlerin ne demek istediğini. Seni o aşka sevk eden acıların, pişmanlıkların, umutların, bağışlanma arzun değil midir?
Seni bugünlere hazırlayan acı tatlı geçmişinle barışma vaktin geldi. Yol boyu rabbimiz şah damarından daha yakındı sana da her cana olduğu gibi. Rahme intikal ettiğinde de rahimdeki cennet maceranda da yedi yaşında başından geçenleri hayal meyal yaşarken yahut anlamsız sandığın nikahın kıyıldığı anda da senden asla ve kata ayrı olmadı. Sevindiğinde sevincini, üzüldüğünde üzüntülerini sana nasip eden, seninle sevinip seninle üzülen o’ydu.
Benliğini bedenine, zihnine, iliklerine kadar yükleyen de oydu. Şimdi zamanı geldi sıyrıl benliğinden, bırak buhar olup uçmaları,katre olup damlamayı, karış denize de kurtul yüklerinden ey hasretim diyen de o’dur. Doyasıya yaşa ve beynine iyi kazı, asla unutmamak üzere o şahane anları. Güzel geleceksin öz vatanına, tertemiz olarak döneceksin sılana ve sılanda aylar yıllar senin için ve hem ümmeti Muhammed için, ÇOK GÜZEL BİR GELECEK pek yakında GELECEK…
Bir kez daha yürüyeceksin, daha azimli olarak rabbimize. İnşaallah sayısız öğrenciye Allah yolunun nasıl yürünmesi gerektiğini anlatacaksın. Yaşadıklarını anlatarak yeni nesillerde yaşatan mücahideler arasına katılacaksın. Hele bir dön özüne, öz vatanına. Görelim Mevla neyler, neylerse güzel eyler.
-Bugün yine Hz Hatice’nin yanına gittim. Söylediği şeyler oldu. Negatif enerjileri topladı. Çok sertti onlara karşı. Bendeki tesirleri de aldı. Rahatladım. Şu beş şeyi yap dedi ama ikisini anlayabildim ancak. İkindi namazlarını kaçırma. Kalbini karartanlardan uzak dur dedi. Allah’ın nurunu tamamla dedi. Sonra Efendimizle münasebetinizi gösterin Allah rızası için dedim. Hz Hatice sağ eliyle Efendimiz in omuriliğin başlangıç kısmına dokunuyordu. Birlikte Hacerül Esvet gibi birşeyin içine girip dünyanın dışına çıkıyorlardı. Hz Hatice çocuklar gibiydi. Sonra Efendimiz Hz Hatice’nin saçlarını tarıyordu. . Münasebet esnası ve sonrası bunlar gösterildi. Allah razı olsun.
-MaşaAllah Barikallah… Sevgili Şeyma ne büyük lütuflara erdin maşaAllah farkındasın değil mi. Artık daha mutlu ve huzurlu olarak dönebilirsin sılan ülkemize… Yepyeni bir hayata başlamak üzere… Umre sana yaradı, hadi gözün aydın olsun… Omuriliğin başlangıcı derken kuyruk sokumunu mu kastettin. Allah’ın izniyle yayınlayacağım. Ehline dokunacak çok mucizevi şeyler yaşadın. Umarım gençlerimiz erken yaşta umreye gitmeyi arınıp gelmeyi isteyecekler bu maceradan etkilenerek. Tertemiz bir nesil gelecek, geleceğimizi inşa etmek yeniden milletimizi diriltecekler inşaallah. İnsanlığın bu genlere ve milletimize ihtiyacı var. Nur tamamlanmalı bu nesilim ellerinde, dillerinde, yüreklerinde ve şehadetlerinde. Selam es selame
-Kuyruk sokumu değil de ense başlangıcından omurilik hocam. Oray dokunuyordu.
-Tamam Şeyma. İş netleşti…Omuriliğin iki ucundan başlangıcından hangisi diye tereddüt vardı o netleşti. Boyundaki çukur kısmını anladım doğru mu?
-Hemen ensenin altı hocam. Site yapım aşamasında sanırım. Giremedim bugün. İhtilaçlara bakacaktım. Şifa bulmak adına tavafta iken elimi rahmime koyup Ya Rahim Ya Şafi çektim. Başım hemen ağrıdı. Rahimle baş bağlantılı ya ondan oluyor sanırım dedim. Hemen her gün de tavafta bu şekilde zikretmeye çalışıyorum. Lakin Rahmin olduğu bölge komple günlerdir ağrıyor. Damarlarıma sancı giriyor. İhtilaç mıdır bu nedir hocam?
-Ağrı ihtilaç değildir. Herhangi bir ameliyenin sonucu olabilir. İhtilaç kesinlikle damar oynaması şeklindedir. Elbette ben erkeklik organım ile tecrübe ettim. Benden öncekiler de erkek olduklarından zekerden tecrübedir. Dişilik organında damar seğirimesi olur mu bilemem.
Erkeklerde eşi ile cimağ etmeden saatler önce veya ayrı mekânlarda iseler bir veya birkaç gün önce ihtilaç ettiğini tecrübe ettik. Aniden sürpriz olarak eşleştiğimizi tecrübe ettik. Beklemediğimiz şekilde erken kavuştuk. Anladık ki o ihtilaç doğrudur. Bizden öncekiler doğru tespit etmişler. Belki senin damarların duaların sonucu açılıyordur. Kapalıdır da açılıyordur. Çok büyük kazançlarla döneceksin inşaallah o kutsal beldeden kutsanmış olarak döneceksin.
-Damarlarım sancıyor hocam bilemiyorum. Açılıyor da olabilir.
Yayınlanma tarihi: 3 May 2017, 21:31