DUALARIMA ÇÖZÜM İSTİYORUM 

28.02.2018
497
DUALARIMA ÇÖZÜM İSTİYORUM 

DUALARIMA ÇÖZÜM İSTİYORUM

ESSALAMUN ALEYKÜM HOCAM;   Lütfen, anlattıklarının çoğu şu ana kadar bildiğim konular, sen bana bilmediğim konuları anlat. Bu yaşadıklarım hep bildiğim olaylar, bunların ötesi ne. Bunu da siz öğreteceksiniz. Çünkü rahman ve üstatlar böyle diyor. Rahman, İsmail Fidan hazretleri hocam, nurlar, ışıklar, melekût, hepsi vahdeti vücut. İyiliği de kötülüğü de yapan rahman. Ben yeni şeyler öğrenmek istiyorum.

‘’Baklayı çıkarsın artık’’ diyor Rahman Allah. Çünkü bugün çok istedim zatından. Daraldım, bunaldım, sıkıldım, yaşamaktan soğudum. İnsanın dualarıdır, arzularıdır hayatta tutan, istediklerimin olmasını istiyorum. Allah’ın yasak ettiği yoldan, haramı isteseydim anında oluyor. Allah’ın rızası dâhilinde helalden istiyorum olmuyor. Buda beni isteksiz, keyifsiz, öfkeli, sinirli yapıyor.

-Hacı İsmail Fidan Hz. hocam ne dedi, tam olarak ne buyurdu.

-Hocam ben ne zamandan beri istiyorum,  mübarekte merhamet etti geldi. <Tüm gerçekliği ile Hz. Muhammed as nasıl ilmi Ebubekir’in kalbine attıysa, söylediyse, evladım Ali de söylesin. Muhammed evladım, sadakat makamı, o dediyse doğru der. ’dedi.

-Şimdi buradan sen ne çıkardın.<Muhammed evladım sadakat makamı, o dediyse doğru der.> İnanıyorum, kabul ediyorum. Allah dostları olarak sen de ben de doğruyu demekle mükellefiz. Senin dediklerinin tamamına inandım. İkrar ettim. Sen hocamı nereden bilecektin, rahman sana bildirmese değil mi?

-Kesinlikle hocam.  Yok ki hocam, şu anda âlimler, şeriat kitapları, hiçbiri benim derdime derman olmadı ki.

-Biz de sana kalbimizden geldiği şekliyle şu ana kadar bildiğimizi dosdoğru bildirdik.

-Rahmana da yalvarırdım nerde diye.

-Ne dedi rahman. Ne cevap aldın. Efendimiz Hz. Ebubekir’e sadık dedi, sevdi bildiklerini öğretti. Ben de sana sadık Muhammed imam dedim. Bildiklerimi şu ana kadar aktardım. Yeri geldikçe aktarmak da isterim. Sadece senin sakinleşmeni bekliyorum. Şimdi ihtiyaca göre esma ve efal birlikteliği ile ” ol ”demenin vaktidir.

‘’Öğretsin sana gerçeği, bu bildiklerin, imanın seni kesmiyor, çünkü ben seni ve kalbini sonsuz yarattım. Kabın o kadar geniş ki imanın ötesini, ilmin ötesini ister. ’buyuruyor, rahman.

Yetkiyi aldın. Neyi okursan tecelli edecek. Melekler emrinde. Biz de diyoruz ki işte tehlike ve tehdit burada başlar. Yanlışı dediğin an da işin biter. Düşersin ateşe, sadece sen değil cürmün kadar sıfatın da düşer, o cehenneme. Şu anda yürümeye yeni başlayan bebek misalisin. Artık her tehlikeye yaklaşabilir, kendine zarar verdiğin gibi evi barkı da yakabilirsin. Sen bir sisteme bağlanmaz, ilmin-şeriatın kuralları ile kendi kendini sınırlamazsan, içinde bulunduğun cemiyet ve kendin için bir tehditsin. Artık tam yetkili güç, kudret, kuvvet sahibisin. Bu yüzden şeriatın sınırları ile sınırlanmalı, kendini kontrol etmelisin. Unutma KONTROLSÜZ GÜÇ GÜÇ DEĞİLDİR.

-Hocam rahman bana dedi ki ‘’şu andaki iman seni kesmiyor,  imanın, itikadın, gördüklerin, yaşadıkların her şey seni kesmiyor’’.  Rahman beni kendisinden yaratmış, onun gibi bir yerlere sığamıyorum.”Öğretsin, Ali kulum; diğerleri gibi ilmi gizlemez, pintilik yapmaz’’, dedi. ‘’Rahat olsun’’ dedi. ‘’Ben âlemlerin rabbi Allah olarak Muhammed’ime vekilim, arkasındayım’’ dedi. Şuan da bunu her şeyim le duyuyorum, sesini soluğunu Allah’ın. Bir de nefsimin en büyük arzusu neydi, cinsellik. Onu benden aldığından beridir her şeyi daha net, keskin anlıyorum.

Aziz imam Muhammed kardeşim, sen mi beni öğretiyorsun, ben mi seni eğitiyorum. Rahman Allah benimle seninle konuştuğu kadar açık ve net konuşmamıştı. Otuz yıl beni cehenneminde debelendirmişti. Celalının hürmetine cemalini bizden gizlemişti. Tıpkı hocamın hocası Hafız Hüseyin Hz den ve Hocam Hacı İsmail Hz. den sakladığı gibi.            Şu anda sana konuşurken bana da konuşmuş oluyor, açık açık. Sanki bir vakitler kıskandığı yakınlığını seni vesile kılarak bu fakire de gösteriyor. Rahmetli hocam ilmi bize dilim dilim, damla damla, kıdım kıdım vermişti. Biz şimdi bildiklerimizi alıcısına tepsi tepsi, sini sini veriyoruz, elhamdülillah. Ancak bir anda olmaz ki, zaman ister, emek ister. Karşılıklı güven ve ilişki ister.

-Allahu ekber. İştah, arzu çekiliyorum rahman tarafından. Arzum, isteğim, hiçbir şey benden değil ki. Beni isteyen, arzulayan, makamdan makama atlatan o rahman. Siz de bilirsiniz her şey ondan, ilk önce o ister, kulda ardından ister.  O arzular, kulda o’nu arzular.

– O rahman bir ve tek rahman. Bu fakirin kalbinde de o rahman var. Unutma. O her müminin kalbini zatının arşı olarak tanımladı.

-Hocam rahat olun, tüm samimiyetimle söylüyorum, Allah’a yönelin. O da söyleyecek size aynısını, söylediklerimin hepsini.

-İnşaallah sana ilim verirken rabbimiz Allah’ın emri kabul edip aktaracağım. İzni keremi ile.

-Dünyalara, âlemlere, hiç bir şeye sığmıyorum ki. Bedenim uzaktan kumanda ile yönetiliyor resmen. İrade akıl fikir, her şeyimi esir aldı. O’dur konuşan, yazan, size.

-Söylediğin hiç bir şeyi reddetmedim, edemem. Gerçek nasıl reddedilir ki.

-Rahman, Rahman yazar, konuşur,  ister, derdini anlatır size. Bak Messenger’da, Faceden.

-Doğrudur, rahman beni öylesine sıkıştırıyor ki ebediyen yok olmak istiyorum. İki (eli) sıfatı arasında ezdikçe eziyor. Her var o ise Muhammed’im ben kimden yanı olayım. Kimden alıp, kime vermeyi içime sindireyim. Cemalini dilerim, celali ile döver, celalini kollasam şeriatı ile yasaklar, celali ile üzerime gelir. Karışmayacağım hiç bir hükmüne, hüküm senin desem, kulluğa zorlar. Mecbur nefes alır, çaresiz yerim, içerim, boşaltırım. Senin gibi, herkes gibi kulluğa mecburum kardeşim İmam muhammed.

-Kalmadı masiva, herşey O. Yoktu ki zaten yalnız Allah vardı. Başka bir şey yoktu. Bu böyle gidecek. Bu böyle vardı. Bu böyle sonsuza kadar gidecek. Biz bir bütünüz,  benim sıkıntımın sende olması normal değil mi. Ben şuanda yeryüzü gökyüzü arasında sıkıştım. Doğal olarak bunun âczini sende hissedersin, bütünüz, biriz çünkü. Ayaklar nereye giderse gövdede oraya gider. Kim var ki rahmandan başka. Hadi göster bir tane benden başka varlık. Her şey Allah’tan Allah’a değil mi?

-Evet… Sen yer gök arasında sıkıştın biliyorum. Gel de sen beni nal ile mıh arasında gör. Az önce secdeden kalkacak mecalim yoktu. Yerlerde sürünürken eşim odaya girdi. Beni o çaresiz halimde izledi.

-Denizin dalgaları hep denize aittir. Dalgalar benlik iddia edemez. Müminler bir vücut gibidir. Dişin ağrısa tüm vücut ağrıyı hisseder. Dersin ki 32 dişim, damağım, kolum, kanadım hep ağrıyor. Tüm vücut acıya ortak olur. İste sen de benim acımı çekiyorsun. İşte derdim sana akaktır, ortadadır. Kurtar beni bu halden. İstediğime kavuşayım, sende rahat et, Ümmeti muhammed de rahat etsin, Resulullah,  Hacı İsmail Fidan,  cümle ruhaniyet KÜLLİ NEFS DE ONU, o esmayı İSTİYOR.

Hayatımdan vazgeçtim, ümmet, millet ve resulullah muhabbetine, Allah aşkına. Evlat lezzeti bile almadım. Konuşsam isyan görülür. Cennet cemalinin bütün insanlığı kapsamasını, vaat edildiği gibi NURUN TAMAMLANMASINI istiyorum. Üçyüz yıldır süren gecenin aydınlanmasını diliyorum. Rabbimin rızasının bu yönde olduğunu kabul edip inanarak bunu istiyorum.

Çabaların gayretin verildi bil. Duha suresi, ‘’rabbin sana verecek, sende hoşnut olacaksın’’

-Eğer hatalıysam bildir ya rabbi! İstersen savaşmayı bırakayım yahut yavaşlatayım. Veya beni al yanına işimi beceremiyorsam. Yahut yol ver, ilim ver, ‘’veca al lena min ledünke veliyyen vecallena min ledünke nasiyra’’.

Selam sanadır.

-Aleyküm selam. Ve Selamun aleyküm.

‘’Rahman cemalini ister. Rahmeti gazabını da geçmiştir. Kivilimi tutuşturacak, beni sevk edecekte bendendir, bende ondanım. Ete kemiğe bürünen Muhammedîmdir. Öyle bir esma ver ki genişlik. Huzur. Afiyet. Zenginlik. Cennet, Rızamı vereyim. Bilirsin ki her şeye bir sebeple tecelli ederim. Sebebin arkasında da ben varım. Âlemlerin rabbiyim.’’

<ya vasiel mülkü lima halak min ataya fazlih.> selam es selame

‘’Ey kulum! O kalbinin derinliklerine in, yönel ki sana atayım o esmayı, ayeti. Kulum Resulullah’a yaptığım gibi. Hani ben onu ayetle uyarırdım, sana da ilham ederim.’’

-Celalin kalbimi bu derecede yakarken mi ya Rabbi. Nasıl bu ateşlerde sana yakınlaşacağım. Öğret bana lütfen. Nedir benim bu körlüğümün sebebi.

‘’Bütünüz, biriz,  kalpler bir. Sevgili bütündür. Her şeyiyle sevilir.’’

-Her ne kusurum var ise affet, lütfet. Sen affetmeyi seversin. Benim seni sevmekten başka ne suçum var. Rızandan başka dileğim mi var. Dinine hizmetten başka meşguliyetim mi var. Sen beni benden daha iyi bilen değil misin? Acılarımız ortak değil mi?

‘’Sen güvendesin, rahat ol. İşte geldin,  bir olduk. Bir şeyi isteyince yapan eden benim. Sendeki ilim kimden? O ilimleri karıştır, o esmayı bul ey kulum.’’

-Bu fakirine mutluluk yasak mı ya rabbi. Kızımdan, oğlumdan, torunumdan haz almak haram mı?

‘’Onlar da benden. Onları sevmek beni sevmek. Resulullah buna örnek’’.

-Işık ol, yardım et,  Cebrail’ini gönder, kulağıma seslen, güzüme görün, kalbimi nurlandır, hislerimi bana yar et.

‘’İraden benim iradem değil mi, gördüğün her şey ben. Tabii ki de sen daha ötesini istiyorsun, oysa sende, sende her şey var. Allah için sev, Allah için bugz et. Amellerin en faziletlisi bu değil mi. Cebrail de sensin. Cebrail’i niye uzaklarda arıyorsun. Hz Ali’nin; ‘’Ihsan küçük âlemdir’’, sözünü duymadın mı?

Kuranda ne der ‘’Allah bir vücut da iki kalp yaratmamıştır, tek kalp vardır, bu âlemlerde. Kalbinin sesini dinle, o bizi teklikte buluşturur. Esmada, zikirde kavuşalım, tek olalım. O esma ki haram isteyen nasıl anında yaratılıyorsa, ben de helali o esma ile anin da halkedeyim. O zikri ben sana öğrettim. Simdi açıkla o zikri. Hani resulullah’a demiştim, önce gizliden tebliğ et, daha sonra dedim ki alenen açıktan tebliğ et. Şimdi sıra sende.

-<E ya halıkı ya seyyidi ikzı haceti .>

<Coştu kalbimiz, heyecan saldın âlemlerin kalbine. Demek ki verilmiş,  sana o zikir. Vakti zamanı geldi cıktı toprağın derinliklerinden.>

-Elhamdülillah.

‘’Genişledim, huzur buldum, evrenler huzur buldu.<Eya halikı ya seyyidi ikzı haceti>Bu zikir bir anahtar.  Doğru anahtar, bu istediğin kapıların hepsini acar.’’

-Ne yazık en az kullandığım bir zikir oldu. Başkalarına verdim de kendim az kullandım, uzun süreli çekemedim. İnşaallah bundan böyle daha sık kullanırım.

‘’Her şey nasibine gebedir’’.

-Evet… Amenna ve saddakna. İnşaallah sağlığımıza da şifa olur, çok bitkim düştüm.

KESINLIKLE. Bil şimdi hayat, şifa,  afiyet yükleniyor vücuduna, ruhuna. Dön bir bak vücuduna, ruhuna. Bir de sal kendini, gevşe. Her şey olacak, o yükü at üzerinden. İnşirah, biz senin belini büken yükü almadık mı’’?

-Azizim imam Muhammed sen o mekânda biraz kalsan iyi olacak. Bize de rahmanın sesi oluyorsun.

-‘’Geldiğim yok ki hep oradaydım. Mekân zaman ötesinde. Zaman mekân kavramına hiç bir zaman sığmadım.’’

-Şu andaki canımı yakan tecelli karşısında ne yapmalıyım ya rahman. İmdat et.

<Et kemik dünyasındasın, burada da hayat ruh kalp sahibinde. Rahmandan sana hediye

Bismillahirrahmanirrahim.

  1. Elem neşrah leke sadrak.
  2. Ve vedağna anke vizrak.
  3. Ellezî engada zahrak.
  4. Ve rafeğnâ leke zikrak.
  5. Feinne meal usri yusrâ.
  6. İnne meal usri yusrâ.
  7. Feizâ ferağte fensab.
  8. Ve ilee rabbike ferğab.

Anlamı: Rahmân ve Rahîm (olan) Allah’ın adıyla.

  1. Biz senin göğsünü açıp genişletmedik mi?
  2. Yükünü senden alıp atmadık mı?
  3. O senin belini büken yükü
  4. Senin şânını ve ününü yüceltmedik mi?
  5. Elbette zorluğun yanında bir kolaylık vardır.
  6. Gerçekten, zorlukla beraber bir kolaylık daha vardır.
  7. Boş kaldın mı hemen (başka) işe koyul,
  8. Yalnız Rabbine yönel.

Bunu oku hani resulum bunalmıştı, sıkılmıştı, biz de onu bu ayetlerle imdat etmiştik. Namazın arkasından uç defa oku. Diğer zamanlarda da oku, sayı yok. Allah vadinden dönmez.’’

-Rahmetini, bereketini üzerimizden eksik etme ya rabbi. Şifa, kudret ve kuvvetin ile en çok da ilmine muhtacız. Bize doğru yolu göster. Bir saniye bile olsun bizi nefsimizle baş başa bırakma. Razı olmayacağın tek sözü söyletme, tek bir hareketi bile yaptırma ve tecellilerine karşı tahammül ve sabır ihsan et. Celalını kâfirler, rahmetini müminler üzerine dileriz. Mülk senindir. Kullar senindir.

‘’Ne güzel. Celalim kâfirler içindir. Rahmetim Müslümanlar içindir.                          Hatırla bir gün resulullah Hz. Ayşe ye ben Allah’ım dedi. Hz. Ayşe de durdu, duraksadı, şok olmuştu. Onu öyle bir kapladım ki ben olmuştu. O ki söylediğinde doğruydu. Selam o müminlere BEN HAFÎZ. MÜMİN KULLARIMI KORUYUP, GÖZETEN BENIM.

-Elhamdülillahi rabbil âlemin, errahmanirrahiym. Keşke bu hadisi şerifi daha önce duymuş olsaydım. Bunca sıkıntılı bir ömrüm olmazdı. Ya rabbim! İmam Ceyliye rahmet eyle. Ucundan kıyısından uyandırmıştı fakirini. Efendimize ehlibeyte ve bütün cemal sıfatına selam olsun. Celalından cemalına sığınırız. Rızanı diler, hamd makamında olmak isteriz. Refiki ala ya rabbi. Kulluğumuzu kâmil eyle ki yerimiz refiki alada habibinin dizinin dibi, sohbet halkası olabilsin.

‘’Düşün âlemleri Ali’m, kulum. Bir sen varsın bir de gölgen değil mi. Sen rahman gölgen de âlemler. Gölge hiçbir zaman sen değilsindir. Sadece yansımadır. Sen gölgeyi değil yani âlemleri değil Gölgenin sahibini arıyorsun, Arayan bulur. Aslıyla rahmanı görmek istersin. Herkese kendi derecesi nispetinde görünürüm. Sende öyle istiyorsun.’’

-Sevdiklerini sevdir, fakirine sevmediklerini de sevdirme. Sevdiklerine bizi de sevdir. Dostların arasına kaydet bu acz içinde kıvranan kulunu.

‘’Hani anlatırlar Mecnun aşkın da öyle yok olmuştu ki ismini sorana leyla derdi. ÇÜNKÜ aşk sevgiliden gayri herşeyi siler, yok eder. Seni kendinden alır kendisiyle diriltir’

-Bilirim ya rabbi. Derecemizi yücelt. Senin için zorluk yok, keremine sınır yok. Kusurum varsa affet, sen affetmeyi seversin.

Ben bir kuluma âşık oldum mu onun canını, benliğini, nefsini öldürür, onu kendimle diriltirim. O artık ben olmuştur, benle yürür, konuşur. Daha da ötesi varlığımda yok olur. Beni seveni ben severim, beni arayanı bulurum. ”Vahdeti vücut” derler doğrudur, ben hakkım,  Allah’ım derler, doğrudur. Ama bununda ötesi vardır. İşte sır orada.

-Beni benden iyi bilenim rabbim. Keremin son sınırına kadar bu fakir istiyor. Nuru tevhidim hakıçün yaratılış sebebimi hakkıyla yerine getirinceye kadar sağlığımı güç ve kuvvetimi, kudretimi kâmil kıl. İzzetini dilerim. Varlığında yok ettiklerinden eyle bu fakirini.

Kullarım bana yaklaştıkça tevazuu, hilmi, saygısı, aşkı artar. Ne diyor; peygamber her gün 75 defa tövbe ederdi. Çünkü her an makamda yolculuk ederdi. Bir bakardı hemen üst makama geçerdi. Önceki makamındaki halleri ve hükümleri için özür dilerdi. Zaten bu yolda oldum diyen olmamıştır, yolumunuz uzundur, Allah’ta yolculuktur.

-Bu yol uğurlarla dolsun. Her makam için aynı zamanda hamd olsun… Daima hem istiğfarlarla yeni makamlar terfi hem her makamda daima hamd olsun efendim. Nurun tamamlandığını yaşayarak görmek dileğimizdir. Rızandır, muradındır muradımız, rabbimiz, efendimiz.

Aslında bu dahi gereklidir. Çünkü bu yolda iştiyak olmalı ki bir üst derecelere terfi etsin. ASLINDA kul Allah’a yaklaştıkça uzaklaşılır, uzaklaşma olsun ki ilerleyebilsin. Tam buldum dersin daha da ötededir. Sen Allah’a kavuşursun, o bir adım daha ilerler ve koşarak uzaklaşır.  Bu yol ömür boyu rahmanın peşinden koşmak, ilerlemek en sonunda yakalamaktır. Kovalama kaçma olacak ki seyr-ü sülûk sürsün, makamlar birbiri ardına aşılsın, sabit kalmasın. Ben oldum diyen makamda sabit kalır, çakılı kalır içinde bulunduğu makamında.

-Gölgesini yakalamak isteyen çocuklar gibi olmak gerekiyor… Sürekli, daimi zikir-fiil halinde, gayrette olmak…

Tam üzerine bastın. Kesinlikle; az önce verdiğim zikirde, en son ayet ne diyor sana: Boş kaldığında hemen işe koyul, sadece rabbine yönel. Süreklilik istiyor, durma, ben oldum demeyin, diyorum.

-Bir işten yorulunca hemen yenisine başla.

-Kul kendini beğenirse, oldum, tamamlandım derse ne olur, gevşer, her şey allak bullak olur, o geriye doğru yol almaya başlar.

-Evet. Durmak geri gitmektir.

Kendini beğenmeyecek. Kibir gurur olmayacak. Bunlar benim elbisemdir. Kim bu elbiseyi giymeye cüret ederse savaş açarım. Kibir gurur kendini beğenmeyi ben kendi zatıma seçtim. Zaten çoğu ruhaniler bu yüzden kaybetti. Kendini beğendiler, üstün gördüler, kibirlendiler, ben de onlara Celalim ile tecelli ettim. Ben ortak kabul etmem. Eşim benzerim yoktum. Kibirlenmek, gururlanmak bana yakışır,  gölgelerime değil.

-Suphanallah. Vahit Allah. Amenna saddakna. Allahu ekber. Ya Allah, bismillah Allah’u ekber. La ilahe illallah.

Her şey elimde bana vekil et. Zumer suresi. Allah kuluna yetmez mi, elbette yeter.

-Ya rabbi. Sen gani olansın, seni bulan her şeyi bulur.

-Ve beni kaybeden her şeyi kaybeder.

-Amenna… Saddakna. Ya Allah, ya bismillah, Allah’u ekber, la ilahe illallah, Muhammedürresulullah.

Herşey olacağına varır değil mi? Hani Rasulullah’a ne demiştim; Sen sevdiğine hidayet veremezsin; hidayet Allah’tandır. Onun için bu yükü kaldır artık ruhundan. Kurandan bir ayet; Tebliğcisin. Bende hidayet vericiyim. Sen de görevini yaptın, sorumluluk bitti, gönlün rahat olsun. İsteseydim ben tek ümmet ederdim, herkes iman ederdi. Benim kahhar, muntekiym, celil Esmalarım da tecelli edecek değil mi. Sevgilerimle.

-Sevgilerimle efendim. Sevgilerimle. Saygılarımla. Teşekkür ederim. Hamd ve şükür sanadır ya rabbim. Elhamdülillahi rabbil âlemin errahmanirrahiym. Maliki yevmiddin. Âmin.

Bu ayet sana kâfi.  KEHF-29: De ki: Hak, Rabbinizden gelendir. Artık dileyen iman etsin, dileyen inkâr etsin. Zalimler için biz bir ateş hazırladık ki, duvarları onları çepeçevre kuşatmıştır. Su için feryat edecek olsalar, feryatlarına, erimiş maden gibi, yüzleri kavuran bir suyla cevap verilir. Ne kötü bir içecektir o! Ve yerleşilecek ne fena bir yerdir orası!) /

-Teşekkür ederim. Bundan böyle daha az üzüleceğim inşaallah.

KASAS-56; Gerçek şu ki, sen, sevdiğini hidayete erdiremezsin, ancak Âlemlerin Rabbi ALLAH dilediğini hidayete erdirir; O, hidayete erecek olanları daha iyi bilendir.) Sözüm açık değil mi? Yukardaki ayeti iyi özümse ruhuna,  kalbine,  aklına.

-Evet. Çok açık… İnşaallah özümseyeceğim.

De ki, “Allah’ın dilediğinin dışında kendi nefsim için bir fayda ya da zarara gücüm yetmez. Eğer ben gaybi bilseydim, iyiliği arttırırdım. Bana kötülük de dokunmazdı. Ancak ben, iman eden bir kavim için uyarıcı ve müjdeciden başka bir şey değilim.”                                                                                                                       (A’raf-188)… “De ki, “Ben, Allah’ın dilediğinden başka, kendim için bir zarar veya faydaya güçyetiremem.”                                                                                                             

(Yunus-49) Hakkınızda hayırlı olduğu halde bir şeyden hoşlanmamış olabilirsiniz.     

(Bakara-216 Sizin için kötü olduğu halde bir şeyden hoşlanmış da olabilirsiniz. Yalnız Allah bilir, siz ise bilemezsiniz. “”

-Amenna ve saddakna. Evet. Hüküm Allah’ındır.

-İbn-i Abbas (gr.a) şöyle der:

“Bir gün Resulullah (s.a.v.)’ıh arkasında yürüyordum. Bana dedi ki; “Ey delikanlı, sana bazı sözler öğreteceğim. Onları koru ki, Allah seni korusun. Koru ki, Allah’ı yanında bulursun. İstediğin zaman, Allah’tan iste. Yardım dilediğin zaman, Allah’tan dile. Şunu belki, şayet bütün ümmet, sana bir yarar dokundurmak için bir araya gelseler de, Allah’ın senin için yazdığının dışında bir yarar dokunduramazlar. Aynı şekilde, sana bir zarar dokundurmak için toplansalar Allah’ın senin için yazdığından başka bir şey dokunduramazlar. Kalemler kaldırılmış, sayfalar durulmuştur.” ( Tiremizi rivayet etmiş ve “sahih bir hadistir” demiştir.) bana düşen dua ve ibadetle kulluk etmek. Tirmizinin dışında başka bir rivayette de şöyle denir. “…Koru ki Allah’ı önünde bulursun. Bollukta Allah’ı tanırsan zorlukta seni tanır. Bil ki sana isabet etmeyen başına gelmeyecektir. Başına gelecek şeyin de yanılması mümkün değildir. Bil ki, sabırla beraber zafer, sıkıntıyla beraber rahatlık ve zorlukla beraber kolaylık vardır.” Zarar ve fayda Yüce Allah’ın elindedir. “Allah’tan başka sana ne zarar ne de fayda dokundurmayanı çağırma! Eğer böyle bir şey yaparsan, sen de zalimlerden olursun.” (Yunus-106)”Şayet Allah sana bir zarar dokundurursa O’ndan başka onu giderecek kimse yoktur. Sana bir hayır da dilerse lütfunu geri çevirecek de yoktur. Kullarından dilediğine verir. O, gafurdur, rahimdir.” (Yunus-107)

Amenna…

Bu, varlık üzerindeki egemen gücün hakikatidir. “Yerde ve nefislerinde size isabet eden her şey, biz onu yaratmadan önce bir kitaptadır. Bu Allah’a kolaydır. Ta ki kaybettiklerinize üzülmeyesiniz, kazandığınıza da sevinmeyesiniz. Allah, bütün şımarık kibirlileri sevmez.” (Hadid-23)

İhtilaçname, seğirmeler, zikir yaparsın, savarsın. Oda kaderdir çünkü ben onu yazmışımdır, kaderinde onun o zikri çekmesini. Dilerim kurtulur dilemem belaya duçar olur. Sadaka veriniz belalara kalkan olur. Ancak benim Kaderimde yazılıdır onun sadaka vermesi, öyle verir. Eğer ben yazmadıysam sadaka veremez. Her şey benim elimdeymiş değil mi Ali. Tebliğini yap, kaderime Razi ol. Kâfi.

-Elbette efendim. Hamd sanadır şükür sanadır. Yardım ancak senden dilenir ve ancak senden gelir, razı olanlardan yaz garibini ya rabbi. Âmin.

YAZAR BİLGİSİ
YORUMLAR

  1. Elifcan4 dedi ki:

    Allahuekber! Hocam buradaki karşılıklı konuşmalarda, Rabbimizin sözleri (sizden size mi) ilham olundu ve yazdınız? Özellikle sonlara doğru olanlar.İlk başlarda Muhammed kardeşle ilgili olan konuda size mi ilham olundu ona aktardınız acaba? doğru mu anlamışım hocam çok heyecanlandım okurken, inanın darmaduman olmuş keşmekeşte olan ruhuma yeniden hedefine çekti, iştiyakımı,arzumu yeniden artırdı inşaallah..İsteme isteğimi canlandırdı.Çok değerli bir paylaşım olmuş, böylesini hiç okumamıştım bu bambaşkaydı muhakkak.Elhamdülillah, okumayı nasip etti banada.Hakk olan Allahıma hamdolsun.

    1. Hacı Ali BAYRAM dedi ki:

      yeniden okumanı tavsiye ederim..Muhammed kardeşimiz mirac yaşadı..o makmada on günden ziyadedir kaldı..orası teklik makamdır..dikkat et bazen kul muhammed konuşuyor…bazen hakk muhammed rahman olarak konuşuyor.allah her kulu iletiletşim halindedir.seninle seyrimeler ve sadık rüyalar nurlarla konuşur ama orada o manevi makamda zaten teklik vardır..selam es selame

    2. Hacı Ali BAYRAM dedi ki:

      elifcan hemen seccadene dön..rabbimin izniyle hemen divana dur..allah göklerde değil, sende,herkeste ve heryerde. alemlerde ondan başkası yok..ona ulaşmaya çalış..

  2. Elifcan4 dedi ki:

    Ne kadar güzel, mübarek olsun çok sevindim Muhammed Kardeş adına.Vakti gelince bizede nasib olur hayırlısıyla inşaallah. Allah razı olsun Hocam.

  3. Elifcan4 dedi ki:

    Muhammed kardeşin miracındaki konuşmalardan sonra ileride ”Düşün Alemleri Ali’m kulum” hitabı size midir Hocam? Burada Hak Muhammed Kul Muhammede, Hak Ali Kul Aliye mi konuşur Hocam.İnanın tekrar okudum ama sıralamayı anlamak hiç kolay değil takdir edersiniz bir okuyucu olarak.Merakımı mazur görün anlamak istiyorum sadece.

    1. Hacı Ali BAYRAM dedi ki:

      o kul ali bu fakirdir.neden üzerinde durdunuz anlamadım.selam esselame

  4. Elifcan4 dedi ki:

    Anladım Hocam..Sağolasınız..Ellerinizden öperim.Selam es selame

  5. Gnca dedi ki:

    Rabbimize hamd olsun ???? Bizlerede nasip etsin inşallah selam es selame