Dualarıma çözüm istiyorum – 3 / Nuru tevhit

11.03.2018
509
Dualarıma çözüm istiyorum – 3 / Nuru tevhit

Dualarıma çözüm istiyorum – 3 / Nuru tevhit

Hocam bende bir durum var, izah edeyim. LA İLLALLAH DİYORUM,  BU NE. Sizi tanıdığımdan beri değiştim, beni aydınlat artık. Ve ben bunu gayri ihtiyari diyorum. Allah yok diyorum. Türkçe karşılığı bu.

Başına ‘’la ilahe’’ ekle. Sonra da illallah de.

-Bunu ben yıllarca önce derdim. Zikir çekerken bunu dilim, kalbim çekerdi. Toparlanırdım. Ben ne diyorum derdim.

-Karşılığı bu değil.

-Ne peki. Hocam, anlat, gerçekten ben öyle böyle değil çünkü hiç kimse şifa olmaz bana. Siz ancak olursunuz.

-La Allah dersen, Allah yok demek olur.

-Onu da dedim bir ara’’ la allah’’ şeklinde.

-En çok hangi zikiri çekmiştin, bize gelmeden önce.

-Allah lafzı. Bir de la ilahe illallah.

İsm-i celal ile tevhit oldun yani. Sende şu anda hüküm suren Allah’ın celalidir.

-Hocam dua etmiyorum artık. Etmicem de sürekli zikir çekecem. Dua edince ben ruhen, bedenen şartlanıyorum, umutlanıyorum olmadığında üzülüyorum.  O yüzden hiç dua etmicem. Ne dua ettiysem tersi oluyor. Ben de hiç bulaşmam artık diyorum. Zikir çekecem sürekli, ne kadar istekli, arzulu hep pozitif kelimeler kullanırım olmuyor. Onun için hiç gerek yok.  Bende yaratıcılık yok, mini Allah değilim. Velev ki kendi nefsim adına söylüyorum, bu bende tecelli etmiyor.

Kullandığım kelimeler bile, hanıma derim ki normal insan ne der, yak ışığı.  Ben ne diyorum aydınlat bizi. Onun için ağzımdan hep zikir çıkacak bilginize sunarım. Bu bende her şeyi inkâra götürüyor. Hiç bir şeye inanmıyorum. Belki de hiçbirisi,hiçbir şey yok dedikten sonra kendimi de inkâr ediyordum ilk önceleri. Yani anlayacağınız kitaplardaki ve camilerdeki gibi itikadım yok. Farklı bir itikat, iman çerçevesinde inanıyorum ama kelimelere dökemiyorum. Nerede olduğumu da bilmiyorum. Hiçbir şey beni bağlamıyor. İstediklerim olsa bile tüm dualarım kabul olsa yine de son kararım istemiyorum oluyor.  Ne dünya, ne para, mal, kadın, çocuk ne de cennet hiçbir şey sadece yok olmak istiyorum.

Ya hay ismini oku. Sürekli ya hay yün ya Hakk oku.

-Tamam, da hocam su anki itikat ehlisünnet derler ya bu değil, başka bir itikat var, o itikat beni hayata bağlar.

-Sevgili dostum. Dediklerimi yapmazsan nasıl yardım edebilirim.

-Su andaki itikat ya beni anlatmıyor, bunların ötesinde bir itikat olmalı onu anlat bana hocam. Bu yalan yanlış itikatlardan kurtar beni. O esmaları okuyacağım.

-Başka hiç bir şey karıştırma. Sadece ya hayyul ya Hakk oku. Yedi gün bu iki esmayı oku. Namaz kılmaya devam ediyor musun?

-Evet hocam. İbadet taat helal haram devam rahat olun.

-Namazların yedi vakit ve daha fazla olsun. Yatsı ile vitir namazını ayır. Gece namazı kıl ve kuşluk kıl. Sekiz vakit olur.

-Hocam hatırlayın ilk görüşmelerden birinde kutupsun demiştin ya. Şimdiden hazırlan herşey zor olacak dediydiniz. Evet, oldu.

-Her iki üç saatte bir, iki rekât namaz kıl ve bu iki esmayı namaz arkalarından oku. Şu anda iblis sana hükmediyor. Haberin olsun.

-Tamam. Celal mı yani.

-Evet. Kuranın emirlerinin tam zıddının etkisindesin.

-Vesvese yok. İbadet, taat, zikir konusunda ters bir şey yok. Kurana ters bir şeyler yap diye bir telkin yok.

Rahmanı gördün mü?

-Evet

-Tarif et.

Rahmanı benim kendi suretimde gördüm. İlkindi. Şimdi de bembeyaz bir sekil, suret var ama hiçbir şeye benzemiyor.

-Güzel… Kendi suretinde gördüğünde hangi renk nur içindeydin.

-HOCAM hep beyaz. Bembeyaz.

-Güzel kardeşim. Harikasın. Sen nuru tevhidi yaşadın. Yani miracını yaşadın. Rabbini sıfatı cemal nurda  gördün. Sen ve rahmandan başka  hiçbir şey yoktu. Nurun ala nur içindeydiniz.

-Yaratılmışların içinde hiçbir şeye hiçbir varlığa benzemiyor şuanda ki hali ile rahman.

-Pekiyi o kendi suretinde gördün an, rahmanla yani öteki sen ile kucaklaşıp kayboldun mu?

Hocam siz vesile oldunuz bana, bu hale hiç kimse getiremedi. Ben sizin hakkınızı ödeyemem. Evet, kucaklaştık, sarıldık birbirimize. Nerden bildiniz yaşadıklarımı. Aynısını Allah size gösteriyor, söylüyor.

-Ben sadece vesileyim. Sen rahmanda kayboldun, sadece rahman kaldı, rahman Allah kaldı.Her şeyde o başka kimse ve nesne kalmadı.

-Evet, o sarılmadan sonra bende her şey bitti. Beşere, insanlara zevk veren olaylar bende olmuyor, tamamen değiştim. İnsanların mutlu olduğu şeyler beni mutlu etmiyor.

-Biliyorum, çünkü açık yeşil nur içinde bu kardeşin olarak aynı hali yaşadım,elhamdülillah.29 yaşımdaydım.

-Maşallah…

Şimdi Azizim Muhammed can o mertebeden insanlığa, âdemliğe, beşeriyete geri dönmen lazım. Yeniden geri gelebilirsen yeniden beşerin muhtaçlıklarına dönersin.

-Dönmek istiyorum,  olmuyor.  Beni rahman bırakmıyor. Bu nasıl olacak, dönmek istiyorum. Dille de kalbimle de diyorum istiyorum.

-Mademki beyaz nur ile tevhit oldun, inşaallah dönebilirsin. Dönmeyi istemelisin. O halde kalamazsın. Kalırsan meczup olursun.

-Âmin. Yolculuk işareti alıyorum hep, ondan olmalı. Anladım hocam her yerde o rahman. Teşekkürler sevgili.

Bu teşekkür senden mi rahmandan mı? Lütfen verdiğim bu iki esmayı en az yedi gün çek… Zikret.

Ben mi kaldı ki. Elbette rahmandan.

-Ben hemen şimdi ve her anımda rahman Allah’a teşekkür ve hamd etmeliyim. Senin gibi bir Allah dostu ile tekillik mevkiindeyken konuşuyorum. Ve senin vasıtanla rahman Allah benimle açıktan konuşmuş oluyor, ‘’teşekkürler sevgili’’ diyor. Bu fakir teşekkür ederim, sevgili rabbimiz, mevlamız. Hamd ve sena ancak zatına mahsustur. Verdiğim esmaları onaylıyor mu rahman, derdine ilaç olacak mı? Yeniden beşer olmanı kabul edecek mi muhammedcan kardeşim?

Hocam onayladı da şu itikat olayına girsin diyor, sana rahman. Gerçeği anlat diyor,  itikat konusunda.

-Anladım.

Evet, hocam rahmanla beraber hazırım, dinlemek üzere. Sen anlat bülbül misali biz de dinleyelim, buradan rahman Allah olarak.

-Pekiyi ya rahman. Ya muhammedcan sen dünyaya gelmeden Allah cc. vardı değil mi?

Evet. Mutluyum şimdi konuşmaya başladın ya❤

-Pekiyi, nasıl olur da la Allah diyebilirsin. Denilebilir mi. Sağlıklı akıl izin verir mi bu ifadeye. Senden önce var olan Allah, ezeli ve ebedi olan Allah yok olur mu?

İçimdeki nefs Allah ’lik iddia eder ya.. İçimdeki o nefsin zannettiği Allah’a mı yok diyorum acaba..

-Aklın şaşıyor, iblis işi karıştırıyor. Beynin kısa devre yapıyor. Cahil, eksikli nefsinin zannı ile oluşturduğun Allah yok demişsindir.

Evet, hocam işittim, itaat ettim. Dökülsün dilinden gerçekler de inciler gibi dizilsin kalbime

-Bir ben rahmanım diyorsun. Az sonra yok diyorsun.

Anladım, devam,  kabul ettim.

-Bu bir yanılgı, çelişki değil mi?

Evet.

-Peki, sence sağlam, kâmil akılla göre ve kuran-i  hükümlere göre hangisi gerçek. Allah var mı, yok mu? Bunun biri doğru, diğeri yanlış değil mi.

Var ALLAH.

-İşte bu azizim. Şimdi tevhit getirelim biiznillah. LA İLAHE İLALLAH.

Aklım, fikrim hep var diyor, Allah’ı inkâr etmiyor. La ilahe illallah.

-Sıfatullah olan yediler hakıçün yedi kere yaz lütfen. Yedi gök ve yedi yer hakkı için.

la ilahe illallah, La ilahe illallah, La ilahe illallah, La ilahe illallah, La ilahe illallah, La ilahe illallah, La ilahe illallah.

-Şimdi de ben Allah’ın kulu ve halifesiyim de, yedi kere.

Muhammeden resulullah, muhammeden resulullah, muhammeden resulullah, muhammeden resulullah, muhammeden resulullah. Muhammeden resulullah. Muhammeden resulullah. Ve Abduhu ekledik hocam.

-Ve abduhu ve nebiyyühü.

Tamam

-Kabul et yarabbi. Âmin ya rahman. Kabul et ya rabbi âmin âmin. Kulun Muhammed’e beşeriyet vasıflarını yeniden yükle ya rabbil alemin. ‘Allah’u ekber ya mucip. Dünyaya sağ salim dönüp dinin yenilenmesine hizmetkâr et ya rabbi.

Âmin Allah’u ekber.

-Kuran’ın hizmetkârlığı ile şereflendir ya rabbi

Ya rahman âmin.

-Muhammed ümmetine, Türk milletine ve bütün insanlığa hizmetkâr eyle ya rabbi

Âmin ya rahman Rahiym.

-İnsanlığın aydınlanması için, zatının rızası için, onu beşeriyet sıfatları ile şereflendir ya rab, besmelenin sırlarına vakıf eyle. Amin.

Âmin Allah’ımız.

-Kuranı kerimi hakkıyla okumasına yardım et ya müheyminün ve ya muin ya mucip kabul et kulluğumuzu.

Âmin ya mucip.

-Şerefinle, nuru tevhitte cemalinle şereflendirdiğin kulunu hizmetle de şereflendir ya rabbi.

Âmin ya rab.

-Hayat ver.

Âmin yarabbi.

-Hakikate tam vakıf kıl.

Âmin ya rahman rahim Allah.

-Zatını ve sıfatını kâmilen sevdir ya rabbi. Bismillahirrahmanirrahim isminle kemale erdir ya rabbi.

Âmin ya vedud.

-Muhammedini dinine hizmette bu fakirine yardımcı kıl ya rabbi. Nurunun tamamlanmasında emeği olanlardan eyle bizi. Kulluğumuzu kamilen kabul buyur, bizi kutsi sıfatlarınla kutsa. Yardımını üzerimizden eksik etme ya rabbi. Yalnız sana ibadet eder yalnız senden yardım dileriz. Bizi sıratı müstakimde daim kıl. Âmin.

AMIN YA RAHMAN RAHİM.

-Şehadet ederiz ki sen varsın, birsin rahmanirrahiymsin. Seni düşünülebilen bütün eksikliklerden tenzih ederiz.

-Âmin ya rahman

-Resulün muhammed sa. ile gönderdiğin şeriatın, kuran haktır, eksizsizdir, kıyamete kadar zatınca korunmaktadır.

Allahu ekber.

-Hakikatle insanlara rahmetini kuran ile inzal ettin.

Allahu ekber.

-Bizi de o sevgilin Muhammed Mustafa’nın kanından soyundan yaratan sensin. Bu şereflere ulaştıran, miracınla nuru tevhidinle şereflendiren sensin. Senin başlangıcın yoktur, ezelisin. Senin sonun da yoktur, ebedisin. Ve biz ikimiz sevgiyle yarattığın sayısız kullarından iki garibiniz. Yaratan da yaşatan da sensin. Bu izzet ve şereflerle ezelden seçip nasipli kılanda sensin.

-AMIN YA RAHMAN RAHİM.

-Her ne kusurumuz varsa affet Allah’ım, sen affetmeyi seversin.

-Kesinlikle, Allah’u ekber.

-Verdiğin kadarını almak istidadımız, sensin Allah’ım sensin imdadımız.                            Bize resulün Muhammed’e verdiğin güzellikleri ver. O’nun sakındığı her şeyden biz de sakınırız.

-Evet, kesinlikle rahman. İmdat et ya rahman.

-Duamızı kabul et ve bizi ümmeti Muhammed’e, dini İslam’a hizmet etmek üzere bağışla.

Kerim latif isimleriyle.

-Âmin ya latif. Ya latıfün ya latıf bi lutfikel hafiyyu bil kudretilleti isteveytü biha alel Arş. E ya halıkı ya seyyidi ıkzi haceti. Ya rabbim bilip bilemediğimiz güzellikleri senden dileriz. Bilip bilmediğimiz kötülüklerden sana sığınırız. Ya rabbi senden sana, gazabından rahmetine, lütfuna sığınırız.

Âmin. Sevgili rahman rahiym Allah’ım

-Bu fakir kullarınla birlikte bütün inananları ve mazlumları da affet.

Âmin Sevgili rahman rahim Allah’ım

-İnsanlığın deccal elinde çektiklerine bir son ver. Rahman rahim sıfatlarla zikretmeyi, kemal sıfatlarını yaşamayı bu çağın insanına ve gelecekteki nesillerimize nasip et ya rabbi. Sen duaları işitirsin ve kabul edersin ya mucip. Biz kuluz sen şahsın. Şahlık dilekleri yerine getirmeye çok yakışır.

-Âmin Sevgili rahman rahim Allah’ım.

-Kullar isteklerde, beklentilerde padişah ikramlardadır. Mülk senin ya rabbi. Biz de senin kullarınız. Bizi katından eli boş döndürme, dualarımızı makbul eyle. Ey vedud olan mevlamız. Bizi şeytanın ve askerlerinin şerrinden ebediyen koru. Vahhab isminle bize istemden de vermeye kıyamete kadar devam edeceğine inanıyoruz, bizi mahcup etme Allah’ım.

Âmin. Ben de bu zannımla yaşadım. Bir padişaha, şaha yakışan budur.

-Yarattığın he nefsin şerrinden bizi koru.

Dualarımıza cevap ver ya rahman! Sen ki kitabında dilencileri sakın eli boş geri çevirmeyin dedin. Biz ki iki dilenciyiz, senden dileniyoruz, bizim senden başka dilenecek kapımız yok, umudumuz da yok, başka kapı da.

-Rabbim zatını sevdik de seni aradık. Sende yok olmayı nasip ettiğin bu iki fakirini kullukla, kullarına hizmetle, izzetle şereflendir. Dünyevi dilenciler kapı kapı dolaşır, her kapıdan ayrı ayrı umutları vardır. bizim senden başka bir kapımız, umudumuz yok, ya errahmanirrahiym.

Âmin Sevgili rahman rahim Allah’ım

-Bütün sıfatlarınla kâmilen sıfatlandırarak şereflendir bizi.

Âmin Sevgili rahman rahim Allah’ım.

-Rabbim istemeyi unuttuğumuz güzellikleri de sen vahhab isminin bohçasına sararak ikram et.

Âmin Sevgili rahman rahim Allah’ım.

-Sen sevindirmeyi seversin, bizi bu gece hürmetine, içinde yaşadığımız an ve zaman hürmetine, kuran sünnet, habibin muhammed hürmetine, Ebubekir, Ömer ,Osman, Ali ve diğer sahabeler hürmetine, cümlesine selam ile birlikte lütfet. Ehlibeytin cümlesi hürmetine sevindir ya rabbi.

Âmin Sevgili rahman rahim Allah’ım

-E ya halıkı ya seyyidi ıkzi haceti… Âmin. âmin. âmin. âmin. Âmin. âmin. âmin. âmin. Gazabından rahmetine sığındık ya rabbi! Zatımız ve sıfatımızı sevdiklerimizi ve bizi sevenleri hafız ismine emanet ediyoruz, lütfen hıfzet. Evvel / ahir sensin. Bize lütfundan ver yarabbi. Ya rabbi bizi aklımıza düşen fikirlerden sorumlu tutma.

Aminnnnnnnnnnn?

-Söze ve fiile dökmediğimiz fikirlerimizden, hayallerimizden, zanlarımızdan,  fantezilerimizden bizleri sorumlu tutma ya rabbi. Unuttuğumuzdan sorumlu tutma. Ya rabbi hafızamızı, ilmimizi, fehmimizi, imanımızı artır. Kudret ve kuvvet sıfatlarınla, hayy ve muhyi sıfatlarınla bizi sağlık afiyetle destekle. Hizmetimizi, kulluğumuzu, katında makbul eyle. Hay sıfatınla destekle iri, diri, metin kullarından eyle. Hükmümüzü, hükmün olarak Sıfatullâh’ın kabulüne arz ederiz, makbul eyle ya rabbi. Rızandan ayrılmamıza izin verme bir saniye bile bizi nefsimize terk etme.

Âmin ya rahman.

-Şu anda okunan sabah ezanı hürmetine devletimize, milletimize zeval verme. Dinini yüceltmeye çalışan devlet kurum ve kuruluşları ile güvenlik güçlerimize sayısız meleklerinle destek ver, yardım et. En yeni icatları Türk-İslam milletine nasip et. Üstün bir teknoloji ile kâfirin elindeki silahları işlevsiz bırak ya rabbi! Senin her şeye gücün yeter ya Macit mucitlerimizi ve icatlarımızı acayip şekilde artır. Yetişip gelen nesli dinine, milletimize ve insanlığa hayırlı kıl. Gelecek onlarla şereflensin, aydınlansın. Nurun bütün cihanı kapsasın, tamamlansın. Birliğimizi ve dirliğimizi muhafaza et yarabbi. Lillahil Fatiha. Âmin.

AMIN?

…………………………….

HOCAM BUGÜN ŞU HALİ YASADIM, ASRISAADET GİTTİM, ZAMANDA GERİYE.                      Dedem resulullah,  annem Fatma,  babam Hz. ali kardeşlerim Hz. hasan Hüseyin ve Cebrail…  Baktım abanın, örtünün altındalar. Dedeme selam verdim. Selamımı aldı. Ya ceddim, ey sevgili dedem, beni de o abanın, örtünün altına alır mısın, edim. Tabii de ey ümmetimin koruyucusu hükümdarı, sahibi, mühür senin elinde, gel dedi.

Hep beraber örtünün içindeyiz. Başladı resulullah dua etmeye. Gökten elleriyle bembeyaz bir nur, göğün yerin maddi ve manevi hazinelerini üzerimize serpti.

Bunlar; bendendir, eti kemiği birdir, bunları sevenleri sev, bunlara kızanlara kız, öfkelen dedi. Dünyada ahirette saltanatlığını ver, mutluluk esenlik ver, bu abanın içindekilere dost olanlara dost, düşmanlık edenlere düşmanlık et, dedi.

Her zaman her yerde galip olsunlar, dedi. Tatbiki de örtünün içinde rahman tecelliyatı da vardı,  rahman Allah.

Şu anda Allah; seni seviyorum ey sevgilim, diyor. Sarılıyor, kokluyor,  kulu Muhammedini. Ben seni hiç bırakmacam, seninle ebediyen sevgiliyiz, ben sadık bir sevgiliyim sana kulum, sen kutsandın, bereketlendin, sen benim katımda güvenilir, emin haldesin, merhametim, şefkatim, sevgim sonsuzdur. Azabımdan eminsin, seni rahmetimle kucakladım.

Birde diyor ki ‘’Ali kulum sendeki olayları hayra yorsun. Nazlanman hoşuma gidiyor.  Çünkü seven sevilene karsı nazlanır, kapris yapar, muhammed kulum o anda yok’’ dedi. ‘’O sadece bana kırıldı, darıldı, gücendi. Ben ki onu bu duruma düşürmem. Neden bilir misin? Çünkü benim sevgilimin böyle bana nazlanması, kapris yapması hoşuma gider, bunlar cilveleşmelerdir. Hiç bir zaman yok demedi. Sadece bana kırıldığında yoksun, dedi. Her şeyi bana bağlamıştı, umudu bendim, o yüzden kırgınlıkla söyler kulum Muhammed’im dedi. Onu asla şeytan,  celal yönetmez bilesin. Çünkü aşkın içinde serzeniş, şikâyet vardır. Seven sevdiğine dert yanmaz mi, şikâyet etmez mi, nazlanmaz mi. Onu yok sayar,  sevdiğinden, taptığından, umut bağladığından. Sen bilmez misin ehlibeyt temizdir. Şeytan ve zürriyeti yaklaşamaz onlara. Bir sevgili sevdiğine kırılsa ne derse, yoksun istemiyorum der.  Varlığını inkâr ettiğinden değil, sevdiği için der.’’ Buyurdu.

İki kürek kemiğim seriyor.

Muhittin Arabi Hz. Daha doğmadan önce bir olay gelişir ki, bu olay anlatıldığında onun kim olduğu hakkında bir ön bilgi edinmiş oluruz. Bu olay Gavs-ı A’zam Abdülkadir Geylani Hz. leri zamanında meydana gelmiştir. Muhittin Arabî Hz. nin babasından rivayet olunur ki: Cenâb-ı Hak bu zata her türlü nimet ve devlet ihsan buyurduğu halde kendisine vâris olacak bir erkek evlâdı olmadığına çok müteessir olduğu için şimdiki İspanya olan Mağribî’de birçok evliyanın himmetlerine başvurmuş, maalesef hiçbir zattan derdine derman olacağına dair müjde alamamış. Çok zamanlar evlat hayaliyle kalbi rahatsız olan bu zata günün birinde bir meczup-u ilâhi rasgelir ve ona der ki:

“Sana himmet ve inayet, derdine derman ancak Hazreti Gavs-ı A’zam Abdülkadir Efendimiz ’den olacaktır. Hemen Bağdat’a git, Cenâb-ı Gavs’a müracaat et. Zira şimdiki zamanın tasarruf sahibi odur. Senin muradını Cenâb-ı Hak, O Zat’ın sayesinde ihsan buyuracaktır.”

Muhiddin-i Arabi Hz. Ali bu müjdeyi alır almaz derhal Bağdat’a sefer eder. Şehre girince doğruca Gavs-ı A’zam Abdülkadir Geylani Hz.lerinin huzuruna varıp el öper ve kendisi hiçbir şey söylemeden Hazreti Pir kendisine der ki:

“Senin için erkek evlat mukadder değildir. Biz nereden sana erkek evlâdı bulup verebiliriz?” Muhiddin-i Arabi Hz. Ali bu kelâmı işitince Hazreti Pir’den şöyle niyazda bulunur:

“Sultanım! Nasibimde erkek evlâdı olmadığını biliyorum. Fakat sizin, Hakk’ın izniyle her şeye kadir olduğunu ve bana bir evlat vermek kudretinde bulunduğunu da biliyorum. Vasiyetinize sığınan benim gibi âciz bir insanın lütuftan mahrum edilmeyeceği kanaatindeyim. Cenâb-ı ilahiden bana çok hayırlı bir evlat ihsan edilmesini sizin kereminizden istirham eylerim. Zira İlahi sohbet yerine başvuranlar, ümitsiz olarak geri dönmezler.” Gavs-ı A’zam bu ihlaslı adamın hatırını memnun etmek için:

Yâ Muhiddin-i Arabi Hz. Ali! Zürriyetimde bâkî kalan son evlâdımı İlahi kudret ile sana bahşettim.” deyince, Muhiddin-i Arabi Hz. Ali çok memnun kalarak, memleketi olan Mağrip şehrine döner. Bu manevî ilâhi sır ile Cenâb ı Hak da hikmetle tecellisini gösterir. Bir müddet sonra Muhiddin-i Arabi Hz.ü’ş-şüyûh (Muhiddin-i Arabi Hz.lerin Muhiddin-i Arabi Hz.i) Muhyiddîn-i Arabî Hazretleri doğar. CUM 07:11

-Allahu ekber… Aziz muhammed kardeşim. Allahu ekber velillahil hamd. Bağışla  rabbimiz. Eksiğimizi tamamla ve bizi rahmetinle merhametinle bağışla. amin.

Bir mesaj yaz…

YAZAR BİLGİSİ
YORUMLAR

  1. Büşra dedi ki:

    Selam es selame hocam yine gereksiz yere rahatsız ediyorum kusura bakmayın daha yolun çok başındayım ama sol pazum gece saat 2 civarı ciddi manada seğirdi bu ne demek Kamer utarit saati falan demişsiniz ama ben Hangi saat olduğunu bulamadım

    1. Hacı Ali BAYRAM dedi ki:

      celal kuvvet buldu demek..bu haberi okumak herkesin karı değildir.işaretin geldiği saat bilinmeli o sıralarda ne ile meşgul olunduğu vs. çok yönlü bir tetkik ile çözülür.selam es selame

  2. Metin dedi ki:

    Selam aleyküm hocam ellerinizden öperim bi sualim olucak müsedenizle sagkol bilekten dirsege iç taraf dua kabul tmm dirsekten bile dışyan yapacagım efalde Allah ın rızası yok yazmışsın segirmelerde ama tam olarak ne iç ne de dış sag yan dış taraf diresege daha yakın olan kısım bazen sürekli şidetli seyiriyor onun anlamı ne

    1. Hacı Ali BAYRAM dedi ki:

      sağda hayırdır.duan kabul demektir.soldaolursa yaptığınişten vazgeç kusurlu iş yapıyorsun demek.selam es selame

  3. Metin dedi ki:

    Ve aleyküm selam sagolun hocam bir kaç ay önce uyanıktım ama gözüm kapalıydı beyaz gelinlik giymiş bir kız gördüm bana bakıyordu ama yüzünde yuvarlak beyaz bir nur vardı yüzünü nurdan göremiyordum tabir edebilirmisiniz yaşım 24 bekarım sagolun

    1. Hacı Ali BAYRAM dedi ki:

      selam es selame inşaallah o kız senin nasibindir.vakti gelince karşına çıkacak..o gelinceye kadar en az onun kadar nurlanmalısın. rabbimizn ipine sıkı sarıl.selam es selame

  4. Büşra dedi ki:

    Teşekkürler hocam selam es selame

  5. Metin dedi ki:

    Sagolun hocam ellerinizden öperim saygılar