Kalbin melekleri ile temas

*Kendime olan güvenimi kaybetmek üzereyim hocam, ne olur bana yardım edin, kendi başıma bu boşluktan çıkamıyorum hocam.

-<Namazını kılıp selam verdikten hemen sonra oturduğun halde hemen üç kere,<subbuhun kuddüsün rabbüna ve rabbil melaiketi verruh> oku. Elin dua halinde semaya açık olsun. Ve bir kere de Ayetel kürsiyi oku. Ve allahu ekber diyerek secdeye git. Secdede beş kere <subbuhun kuddusün rabbüna ve rabbil melaiketi verruh> oku. Secdeden kalk. Üç kere de< e ya halıkı ya seyyidi ikzı haceti> dedikten sonra yeniden secdeye git ve beş kere daha <subbuhun kuddusün rabbüna ve rabbil melaiketi verruh> okuyarak secdeden kalktıktan sonra o zaman diliminde Allah’tan neler istiyorsan dua olarak iste. Hayırlı bir iş, rahatça ibadet ve zikir yapabileceğim bir iş yeri ve merhametli mümin bir patron nasip et de. Mesela. Sonra da zikrine geç. Bu tertiple her zaman dileklerini günlük rabbine arz edebilirsin. İnşaallah rabbimiz dua edeni duyar ve meşru isteklerini kabul eder. Aklımda kalbimde olacaksın. Dualarım seninle. İnşaallah her akşam ve her sabah sağ devri yap.

*İnanın çabalıyorum sağ devirlerime ve namazına dikkat ediyorum. Ya latıfün zikrine baştan başladım ibadetlerimi düzgün yapmıyorum diye.

-Şimdi gönderdiğim usul ile günlük ihtiyaçlarını rabbimize arzet. Mesela bu tanıştığın oğlanla bir geleceğim var mı diye dua ederek rabbimize sorabilirsin. Göreceğin şeyi ya kendin çözersin. Yahut bana yazarsın. Şimdi seni okuyacağım, kendini toparla ve gördüklerini anlatmaya başla inşaallah. Allah şifanı versin, bir kere daha okudum.

*Tamam, siz iyi ki varsınız hocam. Hocam gördüm şeyi yazayım size.

-Buyur anlat… Lütfen.

*Dün akşam zikir yaparken hocam, çok kalabalık insanlar var, sayıları çok. Bir çukur vardı önlerinde İçinden buharlar çıkan, çorba gibi düşünün ama çorba değil. Ama çok büyük çukur bir çukur. Bu çukurun çevresinde bağdaş kurup oturan insanlar vardı. Bunlar sürekli hu allah hu allah diye zikrediyorlardı. Bu çukurun üst kısmında dağ gibi ama hiç ağaç olmayan bir yer vardı. Burada sıra sıra insanlar kazmalarla kazıyor orayı.

-devam et… Ne oldu fatmacan… Devam et lütfen.

*Hani toprak kayması olan dik yerler, dik yamaçlardan kazılan maden veya topraklar gibi. Telefonun zili çaldı yazamadım hocam.

-Tamam. Devam et lütfen…

*Bunlar, kazma kürek çalışanlar kısa boylu, çekik gözlü insanlardı. Kazıyı yapanlar küçük küçüktü, sürekli kazıyorlar; Aşağı da oturanlarsa sürekli hu allah diye zikir çekiyorlardı. Bende bir ara kendi zikrimi bıraktım, hu allah demeye başladım. Yerde o buharın başında oturanların beyaz sarıkları vardı başlarında.

-Bu kısa boylular ne kadar kısaydılar. Cüce denebilir mi. Yoksa Çinliler gibi mi kısadırlar.

*Hocam, cüce gibiydiler ama gözler çekikti Çinli, uzak doğulular gibi.

-Anladım. Devam et lütfen.

*Cüceler, bacakları falan çok inceydi, siyah giyinmişler ama elbise şeklinde.

-O dağı aşmak mı istiyorlardı, dağ dediğin bir set miydi?

*Sanki oradan kazıp, çukura bir şeyler atıyorlardı. Çünkü çukur sürekli kaynıyor, buharlar çıkarıyordu.

-Çukur bir çamur çukuru öyle mi. Çorba değil. Tahminim doğru mu?

*Yok. Buharlar temizdi. Parlak ve temiz buharlar çıkıyordu. Sanki ışık var gibi. Görüntü hala önümde ama ilerletemiyorum. Şu anda hepsi durdu, bana bakıyorlar.

-Zikir yapanlar çukurun çevresinde mi dizilmişlerdi.

*Evet, onlar oturmuş, zikir yapıyorlardı. Ellerini kalplerine koymuş hu allah diyorlardı.

-Bu hal nedir, neresidir diye sorsan acaba erenlerden cevap veren çıkar mı, Allah’ın izniyle. Allah’ın selamı üzerlerine olsun. Şeref ve izzetleri, nurları artsın inşaallah. Rabbimizin rahmetine gark olsunlar.

*Hocam öğle namazında zikirden sonra devam etmeye çalışıyım, olur mu? Şuan durdular. Şaşırdılar, beni görünce korktu o cüceler, durdular.

–Gördüklerin melekler olabilir mi, kıyafetleri nasıldı.

*Bilmiyorum hocam. Keşke resim çizebilsem size.

-Selam ver onlara, korkmasınlar. Allah’ın selamı kurtuluşu huzur ve güveni üzerinize olsun, erenler de. Es selâmu aleyküm erenler. Rabbimiz zikrinizi ve zikrimizi kabul buyursun.

*Hocam dondu görüntü.

-Selam veremedin mi?

*Sizden özür diliyorum, siz bana bu kadar ilgi gösterirken… Hocam zikirlerimi düzgün yapıp size daha çok haber getireceğim inşallah. Çok kızdım şimdi kendime.

-İnşaallah. Rabbim yar ve yardımcın olsun. Meseleyi anlayamadık. Yarım kaldı. İnşaallah öğle namazında ve sağ devrinden devam eder de anlarız.

*Tamam, inşallah tamamlamaya çalışacağım.

-Gördüklerini anlamlandırmaya çalış, gerekirse selam vererek sorular sor.

*Dün sormaya çalıştım Çinli mi bunlar diye ama beni görmediler.

-Siz kimlersiniz erenler desen. Bu kuyuda ne var desen, belki bilgi akışı olur. Önce selam ver sonra soru sor.

*Ben onları Çinli sandım ama şimdi anladım değiller ve korkup ürktüler. Dediğiniz gibi ruhani bir şeyler. Onların yüzü yoktu hocam, ondan sormadım

-Kazdıkları yerden bir şeyleri çıkarıp çukura mı döküyorlardı.

*Galiba bazıları kazıyor, bazıları taşıyordu. Ama dökülenleri, dökerken görmedim. Karınca gibi çalışıyorlar ve o kadar çoklardı.

-Zikir yapanların mı yüzleri yoktu?

*Evet, zikir yapanların yüzleri yoktu.

–Meleklerdi sanırım,kıyafetleri nasıldı?

*HÜ allah zikrinin anlamı nedir hocam. Ne için yapılır?

-Hu, o demektir. O allah diyorlar, o allah, o allah… O, görünürde olmayan, aslında var ama şu anda göremediğimiz, gayb olan, üçüncü şahıs demek. Açıkça göremediğimiz ama varlığını bildiğimiz allah diyorlar, diyelim.

*Kıyafetleri tam tabirle, nasıl desem, kefen gibi mi deyim, ya da beyaz boyundan sarılmış sargı gibiydi. Kadınlar tülbent örter üstlerine ya o tarz sarılmış. Ruhanilermiş hocam. ”Bizi dünyada arama”, dediler.

-Tamam. Doğru düşündük. Dünya varlıkları değiller.

*Olmaman yere geldin, kapıdan nasıl girdin sen, bize zarar verme, diyorlar.

-Sizi görebilmem, kapıdan girmem Allah’ımın lütfudur dersin.

*İnsansın diye korktuk senden, diyorlar.

-Size zarar vermem, korkmayın, emin olun de.

*Ama o beyazlılar başları önde, bana hiç bakmıyorlar, şuan.

-Bu seslenenler cüceler mi?

*Bir tanesine ışık vurdu, onu görüyorum. Küçüklerden. O söylüyor, evet.

*Seninle konuşanlar cüceler mi?

*Evet

-size kuranda ne denir diye sor.

*Hocam kendi içim olabilir mi burası?

-Neslinizin adı nedir, diye sor.

*Bizi üzme, bizi üzme, diye bağırıyor bazıları. Sen huzursuz olursan biz etkileniyoruz, diyor. Bizi sevgi ile huzur ile besle diyor. Sendeki sevginin gücünü hala bilemedin, diyor.

-Sor siz benim bedenimde misiniz diye… Sor.

*Fıtratın sevgi üstüne, diyor. Sizin sorunuza kafa salladı.

-Teşekkür ederiz erenler, cevap verdiğiniz için.

*İçin yine kötü ruh doldu, diyor. Dışarıdaki kötü enerjiyi içeri çektin, diyor.

-O konuşana. Sizi hangi ad ile anarız biz insanlar diye sor.

*İçindeki cinleriz ama kötü değiliz, diyor. Bir şey oldu hocam. Kötü gülüşmeler oldu ama duman onu kapattı.

-Allah’ın selameti sizinle olsun de. Biz onlara faydalı bakteri mi diyoruz.

*Bana yediğine içtiğine dikkat et, diyor. Hastalık esnasında geçmiş olsuna gelenlerin getirdiği her şeyi yeme, diyor.

-Tamam. Buna dikkat etmelisin. İlaçlardan mı bahsediyor acaba, yiyeceklerden mi?

*Bu nedir ya, kadınlar bile hayran sana, diyor.

-Güzelliğine, nuruna onlar da hayran kaldılar değil mi?

*Onların kötü enerjilerini içine çekiyorsun, diyor.

-Evet. Bak bize ne güzel bilgi veriyorlar. Çevrendeki insanlardan zarar görüyorsun.

*Hocam sana da selam olsun. Bak, sana selamı kendim verdim. Artık bu kız var ya seni daha çok seviyor, biz de seni Oradan tanıyoruz, kazdığımız yer de bu kızın kalbidir.

–Aleyküm selam erenler. Maşallah barikallah. İnşaallah rabbim sevgimizi aşk derecesine yükseltsin ki sizlerle temas kurabilelim.

*Vaktinde sevgisizlikten tuttuğu taşları kazıyoruz, yanan ateş te iman ateşidir. Allah’tan ateşi (imanı) hiç söndürmüyor.

-Öyle mi. Allah sizden razı olsun. Maşallah. Rabbimizin rahmeti bereketi üzerinize olsun.

*Siz bu kızın nadir sevdiklerindensiniz, O ateşi körüklediniz, yoksa taş gibi bir kalbi olacak, insanlık merhamet ve şifadan yoksun kalacaktı. Bu sevecek ki insanlık şifa bulsun.

-Evet, daha önce görüştüğümüz erenler de bunu bildirdiler. Nasıl etmeliyim de daha çok sevdirmeliyim ona kendimi ki baştan aşağı aşk olsun. Rabbim yar ve yardımcımız olsun. Selam ve berekatullah sizinle olsun.

*Tamda kastettiğim buydu, kalp yumuşamalı. Siz merak etmeseniz, sizin için, size bilgi vermek için bakmasa, yapmasa, hiç yapmaz, yapamazdı zaten.

-lütfedin erenler. Kızımıza seans sonunda okuyup anlayacağı bilgiler vermeye devam edin lütfen.

*Öyle dört taraftan kilitlenmişti ki kötüye hizmet için, çok istendi, çok onlara geçsin istenildi, ama Allah fıtratına iyilik koymuş, olmadı. En sonunda sizin de seveceğiniz birine ihtiyacınız vardı, Onun da güveneceği biri lazımdı. Allah sizi buluşturdu.

-Elhamdülillah bizimledir. Daha da gelişecek ve insanlığa hizmetler edeceğiz birlikte.

*Sizin bağınız gönül bağı olsun diye de yüz yüze getirilmediniz.

-Evet. Görüşmek istedi kızımız ama nasip olmadı. Kızımız hu allah diye zikredenleri de merak etti.

*Onlar, onun kalbinin koruyucularıdır.

-Ben de rabbimizin melekleri olmalı dedim. İyilik melekleri. Suphanallah. Vasıtanızla bize lütfediyor maşaallah. Rabbim sizlerden razı olsun. İnsan soyunun kalbini sevgiyle doldursun. Özellikle iyilere rahmetiyle muamele etsin. Ümmeti Muhammedî zalimlerin zulmünden korusun. Nurun tamamlanmasını umuyoruz.

*Hocam onu görünce şaşırdık. Çünkü kendi içini görmek! Bilmiyorum… Allah’ın bir lütfudur sanırım.

-Çok olağandışı, Allah’ın bu devirde insanlığa yadigârıdır. İnşaallah bize gelecekte çok yardımı dokunacak.

*Hocam sizin yardımınız büyüktür, Allah razı olsun.

-Allah sizden de razı olsun. Teşekkürlerimi ifade edecek kelime bulamadım. Rabbim sonsuza kadar razı olsun.

*Hocam öyle ki, içine öyle kötü ruhlar işliyor ki bazen nefes alamıyoruz, kazıyıp atmak zor oluyor.

–Nasıl korunmalıyız. Kötü ruhlardan nasıl sakınmalıyız. Lütfeder misiniz? Hangi hataları buna sebep oluyor fark edebiliyor musunuz? İlaçlar mı? Yemekler mi, başkalarının haset eden bakışları mı?

*Hocam kendi değildir, sebep dışarıdır. Ne var ne oluyor ama insanların çok dikkatini çekiyor.

-Yani bizim nazar dediğimiz kötü bakışlar mı?

*Evet, erkeği de kadını da yaşlısı da. Çoğu da sevgiden ediyor nazarı.

-Ney yapmalıyız. Biliyoruz efendim. Daha önceden de bunu rabbimiz bize bildirdi. Kızımıza çevreye az görün, yanlış arkadaştan sakın diyoruz.

*Hocam siz harika birisiniz, sizi seviyoruz. Siz onun nadir gerçek sevdiklerindensiniz.

-Allah razı olsun. Sevginiz artsın huzur içinde olunuz.

*Allah sizden razı olsun, Bütün muratlarınızı, dualarınızı kabul buyursun inşallah. Allah gönlünüze açıklık versin.

-âmin âmin âmin. Dualarınıza, selamlarınıza ihtiyacımız var. Âmin âmin âmin

*Ağzınızdan çıkan dualarınızı kabul buyursun.

-âmin âmin âmin Allah’ım âmin

*Allah’ım sizi bu güzel kızımızı korusun, birlik beraberliğinizi bitirmesin.

-âmin âmin âmin mevlamız âmin âmin âmin âmin rabbimiz.

*Sizi iman ve Allah sevgisinden ayırmasın, İkinizi de.

-Âmin âmin ya errahmanirrahiym.

*Allah sizleri Müslümanlık için hayırlı kılsın. İki cihanda da Muaffak eylesin.

-amin amim amin ya mucip ya kerim.

*Hocam bize müsaade… Allah’ım sizi ve bu güzel kızımızı korusun. Sizler güzel insanlarsınız.

-Rabbim yaptığınız bütün duaları katında kabul buyursun, cümle ruhaniyat üzerine de gelsin bu dualar. Allah razı olsun efendim bize şeref verdiniz..

*Bizden ”bana da dua edin” diyen Erenbacı kızımıza da allah dualarını kabul buyursun, boynunu bükmesin. O da gönlümüzdedir. Ağlamasın gözünün yaşına kıyamayız.

-Himmet ettiniz.

*Gönül bağı kurmak öyle güzeldir ki gözün görmediğini gönül görür. Sevmek en yüce duygudur.

-amin âmin Eren bacımızın hizmetleri sınırsızdır bize verdiğinden kat be kat ona da versin rabbimiz ne güzel bir müminedir ne güzel bir insandır o ne güzel bir yardı. O ne güzel bir dosttur maşallah barikallah. O bu fakire rabbimin kerimdir lütfudur olmasaydı ben nasıl bu kadar hizmet edebilirdim enim gözümün nurudur. Evet efendim. Sevmek en güzel duygudur. Merhametine kurban olduğum rabbimiz sevemese bizleri, âlemleri yaratır mıydı? Ya vedud ya vedut ya vedut bizleri sev bize sevmeyi en derinden zatını sevmeyi nasip et. Sevdiklerini bize de sevdir, sevdiklerine bizi de sevdir rabbimiz. Sen sanı yücesin bizim senin yüceliğini takdir etmemiz imkânsız sen kendini ululadığın gibisin sen kendini övdüğün gibisin. Hamd ve sena ile şükür sana mahsustur. Seni hakkıyla tespih edemedik rabbim bizi bağışla ve ibadetlerimiz kabul buyur kusurlarımız settar isminle ört ve affet. Rabbim selam senin sevdiğin bütün kullarını üzerine olsun arşın meleklerine ve efendimiz ile ona tabi olmuş bütün mahlûkat üzerine olsun. Elhamdülillah elhamdülillah elhamdülillahı rabbil âlemin errahmanirrahiym maliki yevmiddin. Esselatü vesselamü ya resulullah esselatü vesselamü ya Habibullah. Ve esselatü vesselamü ya cümle mahlûkat. Esselamu es selam es selam ya rabbi ya rabbi yarabbi.

-Fatmacan… Orda mısın güzeller güzeli, canım kalbim ruhum Allah’ın sevgilisi fatmam. Orda mısın? Seni bana yar eden Allah’a hamdolsun. Bu yazdıklarımızı, bu açık görüşü tekrar tekrar okumalısın ve kendini kem gözlerden korumalısın. Olur, olmaz insanlarla arkadaşlık yapmamalısın. Bak kendi kalbinin melekleri ile görüştük.

*Buradayım hocam. Size selam edip gittiler hocam. Size çok selam söylediler. Görüntü kapandı.

-Aleykümselam. Maksat hâsıl oldu. Çok sır aldık. Şimdi bu sırları hayatımıza aktarmak lazım. Yazdığımıza geri dön. Hazmederek oku lütfen. Ve verilen öğütlere dikkat et. Hayatına aktarmak üzere kendini tembih ederek alışkanlıklarını değiştir.

*Tamam, hocam okuyacağım. Ben de iyi oldum siz okuyunca, sıkıntım geçti. İyi ki varsınız hocam

-Sen de, sen de iyi ki varsın fatmacan. Seni seviyorum. Yediğine içtiğine dikkat et dediler. Hasta iken sana gelenleri yeme dediler. Tam anlayamadık ama sanırım olur olmaz ilaçları kullanma demek sitedirler. Temiz ve helal beslenmenin önemini anlatmış oldular.

*Tamam, hocam dikkat ederim. Bana ‘’eve gelen kadınlardan biri sana yiyecek getirecek, onu yeme,’’ dediler.

-Yorulduk. Şimdi dinlenme zamanıdır. Kedi kalbinin melekleri ile görüştün biliyorsun değil mi?

*Evet, onlarmış hocam.

-Bak bunlar da uyardı. Ben onları Çinli sandım dün akşam.

-Kimsenin getirdiğini yeme. Kimseye güvenip de verdiğini yeme. Şeytan senin peşinde anla artık lütfen. Bedenlerimiz sayısız melekle hayatta kalır. Milyarlarca melek bizim için çalışır. Biz insanoğlu her birimiz dürülü bir evrenizdir. Misafir gittiğin yerde bile mecbur kalmadan yiyip içme. Suyu kapalı şişeden iç.

*Hocam peki bu gördüklerimi neden görüyorum sizce. Yani neden içimi görmüşümdür

-Rabbimin ikramıdır. Senin gelecekteki daha büyük işlere alışman içindir. Rabbim dilediğine gösterir. Bak bu gözlemleri kayıt altına alıyoruz. İleride belki de işe yarayacaktır. Vardır bir hikmeti. Rabbimiz lütfetti ne güzel mevtamızdır. Nimetlerinin sınırı yoktur.

*Evet hocam…

Bu bölümün sonu..