Müjde, müjde, müjde
Müjde, müjde, müjde
Selam es selam değerli hocam. İnşallah iyisiniz, sağlığınız bu ara daha iyice zannederim. Daim olsun inşallah. Kısa bir süredir bir yandan gurubu takip ederken, diğer yandan daha çok sessizce kendimle kaldım. Sadece maddi ve manevi yapmam gerekenlerle meşgul oldum. Geçenlerde ameliyatlar geçiren bir bayan kardeşimizin durumuyla ilgili celali mi cemali midir acaba yaşadıkları şeklinde size bir sorum olmuştu. Yaşadıklarına inandığım halde arka planındaki meseleyi merak ettiğimden bu sorumdan dolayı bana biraz kızmıştınız ve azarlamıştınız. Birkaç aydır özellikle çok önemli olduğunu düşündüğüm nadir rüyalarımı iletmek dışında, kendimi çok zorlanmış, ikilemde kalmış hissetmedikçe sizi eskisi gibi meşgul etmemeye dikkat ediyorum. Özel hayatımda da dürüstçe konuşan, dobra, açık bir yapım var. İkiyüzlülüğe tahammül edemediğim için bu durumlarda kendimle kalmamaya, özel olarak dikkat etmeye çabalıyorum. Bu nedenle olsa gerek, bazen kızacağınızı tahmin etsem bile ihtiyacım olduğuna inanıp, içinden çıkamadığım bir hususta yine size yazıyorum. Yensem ancak hocamın desteğiyle yardımıyla yenerim, aşarım bu engelli de diyorum, gizlememeyi tercih ediyorum. Bu kardeşimiz konusunda da mevzunun arka planını anlamayı çok istedim. Belki çok fazla etkiledi beni bilemiyorum. Sormadan edemedim. Hatta bu bir inanmama konusu bile değildi, aslında kardeşimiz tehlikede olabilir mi diye bile düşünmüştüm. Ama hiç kimse beni anlamadı maalesef, hatta o kardeşimiz dahi anlamadı. Kendisine inanmadığımı, eleştirdiğimi düşündü ki başka bir paylaşımda söylemiş, bunu oradan öğrendim. Bu da beni çok fazla üzdü. Sadece Rabbime sığındım ve hüznümü rabbime açtım. Allah’ım beni anlamadığı için bile olsa kardeşim üzüldüğü için beni affet dedim. Ben de çok üzgünüm, niyetimi de her halimi de biliyorsun dedim, boşuna incindi o da dedim. Bu durumu engellemek benim elimde değildi. Bende bu paylaşımla kendimi hiç istemediğim ve hiç düşünmediğim bir duruma uğramış buldum. Sizin bu konuşmamızı paylaşmanıza ise aslında bu kardeşimizi üzdüğü için çok kırıldım. Bu nasıl olur ki dedim, durduk yere bir Allah dostu kırıldı. Onu yaşadıklarına inanmadığımı sanacak, hocam bunu niye yaptı diye çok üzüldüm sorguladım. Size çok içerledim ama guruptan ve sizden gitmedim. Hem zaten gidemem ki. Sadece üzüntümün zamanla geçmesini bekledim. Bir diğer üzüldüğüm konu ise paylaşıma yapılan yorumlardı. Çünkü kimse duygudaşlık yapamadı ve sadece benim sorumu eleştirdi. Hatta nasihatler verdi, böyle soru sorulur mu dedi. Hâlbuki siz bana denmesi gerekeni demiştiniz. Bunlara ne gerek vardı bilemedim. Çok ötelenmiş, özeline girilmiş hissettim kendimi, incindim, gönlüm kırıldı. Bu girdiğimiz yol, bir yoğurulma, pişme, olma yolu ise, Rabbine varma yolu ise benim zaman zaman olan bu sorularım, anlamadığım bazı şeyler, benim olduğu kadar diğer kardeşlerimizindi. Zaman içinde onlara bir cevap olabilir, bana yazacaklarınız. Çünkü hepimiz nefis sahibiyiz. Beni eleştirenlerin yarın için bir garantileri yokken, hepimiz aklımızın ucundan geçmeyecek farklı imtihanlara tabi iken, ne yaşayıp ne yaşamayacağını bile bilemezken, eleştirilmeli miydim dedim, hiç anlam veremedim. Beni eleştirenler, yaşadığımı yaşamazdı, benim kaldığım bu durumda kendileri kalmazdı diye düşündüler ki kendilerine yakıştırmadıkları için eleştirdiler aslında. Ve en kötüsü de eğer ben bu nedenle gruptan çıksaydım, bu arkadaşlar da sebeplerden bir sebep olacaklardı. Hiçbirimiz kusurdan azade değilken neden bir diğerimizin imtihanını sorguluyoruz ki. Çok içerledim ve bir süre kendi kendimle kalmaya çekildim, sustum. Ama olsundu, yine de şükürler olsun ki devamındaki paylaşımlarınızla ben sorularımın cevabına kavuştum, rahatladım. Hatta iyi ki sormuşum bile dedim. Sizden özür dileyerek diyorum bunları. Bunları size yazmak istedim ki, tekrar böyle bir şey olur da yaşanırsa, örnek olsun hepimize istedim. Siz bizim hocamızsınız, biz size kendimizi teslim etmişiz, kırılmama sebep olan azarlamalarınıza, sonradan durup düşününce, hocam böyle yaptıysa vardır bir sebebi deyip kendimi toparlayabilirim, sizin dediklerinizi anlayabilirim, aşabilirim yahut sizinle konuşarak çözebilirim. Rabbimin yardımıyla elbet ama diğerlerinin yorumları özele müdahale oluyor. Sizinle aramıza girmek oluyor ve kırıyor. Bunu herkesin bilmesini istiyorum hocam, benim yerimde herkes olabilirdi. İleride dahi olabilir. Bunun için duygudaşlık yapmalarını istiyorum, kardeşlerimin. Bugün size yazmama sebep ise dün gece gördüğüm rüya ve keşifler.
Dün gece saat 2.00 sularında rüyamda yahut keşfimde, bilemiyorum… Öyle gerçekti ki rüya mıydı açık keşif mi seçemiyorum. Birçok sırlar söylendi hocam. Yeryüzündeki yaşamla ilgili, çok önemli şeylerdi. Çok ciddi konular. Gruptaki gündemimizle ilişkili, değişimle ilgili belgilerdi sanırım sırada anladım ama sonrasında unutturuldu. Hatırlayamıyorum hocam, sadece bazı görüntüler var ki onları unutmadım. Ama anlamlarını pek çıkaramıyorum. Yalnızca rüyam sırasındaki içime gelen yorumum kadar biliyorum. Hocam yeryüzünden görüntüler, televizyonda izler gibi değişen kareler şeklinde hayatın içini görüyorum. Bir cadde ve o caddeye bağlı bir sokakta ağaçlar, rüzgârlı bir hava, sanki yaprakların düştüğü boş bir sokak, mevsim sonbahar gibi… Akşam vakti böyle görüntüler geçti devamlı, farklı, farklı. Bu sırada sırlar söylendi. Bir bölgede yeryüzünde pek çok kaplumbağalar vardı. Birbirinin yakınında toplu haldeydiler hepsi. Belki 20-30 tane, bilmiyorum. Gerçek bir kaplumbağadan belki 5 kat büyük, iri ve koyu yeşil renk, birçok kaplumbağa. Yan yana bir yerde duruyorlardı.
Devamında hocam, bir mücadele vardı, bir şeyler değişecekti, çok önemli bir şeyler, yeryüzünde. Sonrasında ben ve 15-20 kişi, kadın erkek karışık, bir gemideyiz. Geminin tam ucunda, sivri olan kısmındaki alandayız. Akşam vakti karanlık, toplanmışız, konuşuyoruz. Yanana ayaktayız hepimiz. Kimler olduğunu bilmiyorum. Tek bildiğim bu olacak şeyler için, bir dönüm noktası, değişim için çok ciddi olarak istişare ettiğimiz, ne yapacağımız üzerine konuştuğumuz bir toplantı…
Orada biri dedi ki; kimseye baskı yapmamalıyız, herkes özgür, dinde zorlama yoktur, gibi bir şey dedi. Sonra hepimiz de evet şeklinde onayladık arkadaşı. Biri dedi ki, erkekti, ‘’ama ben inanmıyorum… Bile daha’’ dedi. Sonra ona olsun dedik, normal karşıladık.
Sonra hocam bu gemi olayı kısa sürdü geçti. Bu gördüklerim bireysel değildi zannediyorum. Sonra kendi seyri süluku ile ilgili şeyler yaşadım. Rabbim çok lütuflarda ihsanlarda bulundu. Karanlıktaydım. Uzun süre sadece karanlık var. Ama bu karanlık kötü bir karanlık değildi. Korkmuyordum. Sanki gizemli bir karanlık, yalnız olmadığım güzel bir karanlık. Rabbimle birlikte o anda yaşıyorum sanki hocam. O karanlıkta bana saldırdılar. Çok güçlü olan birkaç tane süfli birden. Görüntü yok ama kuvvet fazladaydı, çok mücadele ettim, çok yoruldum. Güçleri beni aşıyordu ama ben de devamlı savaşıyorum… Yenemiyorlar, hani Kamer Hanıma mektuplarda böyle bir bölüm vardı, aklıma direk o geldi, uyandığımda. Çok güçlü düşmanlardı. Oldukça hırpalandım. Bu sırada bir noktada iyice yorulduğumda ya Rahman Ya Rahim isimleri okutturuldu bana… Ben bu esmaları okuyunca dirençleri kırılıyordu. Ben azıcık dinleniyorum ama yine gitmiyorlardı, kurtulamıyordum. O an sanki bedenim de yorgundu, hissediyordum. Sonra hocam, tekrar güçlendiler… Bana bu sefer ya Veli’ye ismi şerifi okutturuldu. Rabbimden yardım istedim, beni bunlardan kurtarması, onları yenmeme izin vermesi için…
*Sonra ya Vedud ismi de okudum, arada bir diye anımsıyorum. Daha evvel böyle arada daha zayıf süfliler sıkıştırdığında sure okutulurdu. Çabucak kurtulurdum. Bu kadar uzun bile sürmezdi. İlk kez eminim düşmanlar çok güçlüydü, farklıydılar öncekilerden ve sadece Esmaül hüsna okutularak kurtarılmayı ilk kez yaşadım. Hu ismi şerifi de okumuş olabilirim. Emin değilim. Ama diğer esmalar bunlardı. Ya Rahman, ya Rahim, Ya Veliye, Ya Vedud okutturularak onları yendim hocam. Rabbimin izniyle yendim.
*Sonra hocam anladım bunların bana niye saldırdığını. Çünkü onların adamları müminlerin ve Zülfikarların zikirleriyle öldürülüyordu. Onlarda buna izin vermek istemediler. Ama Rabbimin dilediği oldu, onlar engel olamadılar, uğraşsalar bile. Onlardan kurtulduktan sonra kendimi gördüm. Boğazımdan bir ip çıkarmaya başladım, hani kalın plastik çamaşır ipleri olur ya hocam, öyle bir ip. Beyazdı ama kalın. Çekiyorum hocam, çekiyorum hala geliyor, devamı var. Ucu gelene kadar bir süre geçti. Bayağı bir çektim hocam. O sırada irkildim, bir süfli ilk kez benimle konuştu. Rabbimin izniyle ölürken açıkladı neden bende olduğunu. Çok kısa olarak söyledi, o şifreli gibi konuştu ama ben anladım, geçmişimi düşününce buldum hocam. Ve bahsettiği şey belki 14 sene önceki bir mevzudur, o zamandan beri varmış yani.
*Ben o konuşturulmaya başladığında başka bir frekansı dinlediğimin, başka bir âlemle ilişki kurduğumun farkına varınca, irkildim. Yoğun bir şekilde ürperdim hocam. Böyle şeyleri kaldıramam sanıyordum ama Rabbim dileyince insan ne kadar fizikötesi şeyler yaşasa ürperse de, korkmadan o hali kaldırabiliyormuş, bir kez daha iyice anladım. Süflinin sesini duydum, çok net, bir insan gibi konuştu. Kalın bir erkek sesiydi hocam. Orta yaştaydı, tahminim ve bana dedi ki sen beni öldürdün. (…)Sebepten dolayı sendeydim, dedi. Ben bir şeyler daha sormak istedim. Bir yandan da o konuşurken boğazımdaki ipi çekmeye devam ediyorum. Sonunda ipin ucu geldi hocam, çıktı boğazımdan o şey. Anladım ki o süfli ölerek çıktı içimden. Beni bir yükümden daha kurtardı Rabbim, lütfuyla… O sırada süfliyle bağlantı gitti ve uyanmaya başladım, başka şey konuşamadım. Ama öğrendiğim bana yetti.
*Sonra hocam, sadece bir sürü kadınların olduğu bir mekâna girdim. Çok fazla süslenmiş ve güzel kadınlar vardı. Çok değişiktiler. Bambaşka bir âlemdi orası. Çok farklıydılar. İnsan görüntüsünde bile olsa. Hani çizgi filmlerde peri sahneleri olur ya, hani insanlardan farklı görünürler, öyle çok değişiktiler. Ben ise onların içinde bir tanesini arıyordum. Sonra buldum, ona baktım, yüzünü bana doğru dönerek kim olduğunu söyledi. Hocam, bana benim adım soyadımı dedi, o benmişim. Yine kendimi gördüm galiba, uzun bir aradan sonra. Bana benziyordu ama benden çok farklıydı çok bambaşkaydı iyi mi kötü mü bilmiyorum. Güzel süslü bedeni, yapısı, giyimi çok farklı bir kadındı. Çok lüks bir yatakta uzanmış yan oturuyordu ve bana çok manidar baktı. Ben şaşkındım, çok şaşkındım. Halen anlamış değilim. Bunu diğer rüyaların arasında görmüş olabilirim, sırasını tam hatırlayamıyorum hocam.
*Hocam bir uyandım, saat daha 2.30… dua… 12.30 da yatmıştım. İnanın gördüklerim o kadar yoğundu ki ve yaşadığım yorgunluk sabah 6 olmuştur diye düşünürken ürpertiyle yatağımdan bir doğruldum, Bismillahirrahmanirrahim diyerek kalktım hala şoktaydım. İnanın rüya olmasına rağmen o şaşkınlığı üzerimden atmak zaman aldı. Anladım ki hazır olmadığım, kaldıramayacağım için, gerçekte değil, halen rüyada, keşif yaşatılıyorum. Rabbim hikmetini gösterdi bu merakımın da. Henüz hazır olmadığımı anladım. Beklentilerimi hayallerimi şimdilik kaldıramayacağım anladım. Yaşadığım bu lütuflara şükrettim. Kalktım şükür namazı kıldım, dua ettim. Rabbim dedim, şükürler olsun sana, ben hiç birşey yapmadım, sen bana neler lütfediyorsun. Ben ne kadar nasipli bir kulum. Rabbimin cömertliği beni utandırdı hocam.
*İnsan kusurlarını bilince bütün bunlara rağmen Rabbinin bunlara rağmen lütfettiklerine de rahmetine de bu denli şahit olunca, utanmasın da şükretmesin de ne etsin, hocam.
*Rabbim dilemese hiç bir şey yaşayamazdım O seçmese, dilemese bunlardan haberim dahi olmazdı. Beni bu yola, aşk yoluna, rızasını kazanma yoluna düşürdüğü, tevhidine kavuşmayı arzulattığı için, hakikatini arattığı için, inşallah dostlarından eylediği için ne kadar şükretsem yetmez, ödeyemem yaşadıklarımın şükrünü dahi asla karşılayamam hocam, anlıyorum.
Elhamdülillahirabbilalemin. Errahmanirrahiym. Sonra gruba bir baktım siz Cebrail As. Buyurdu yazısını paylaşmışsınız. 24 dakika önce, yani ben rüyamdan uyandığım sırada yahut rüyamı gördüğüm sırada. Bundan da çok etkilendim hocam. Namaz kılarken hala ürperiyordum. Rabbim hayırlara vesile eylesin cümlemiz için. Selam es selam
22:13
-Selam es selame Azizem, Elifcan’m; Sabah Konya’ya gitmem gerekiyor. Bütün gün mesai yaptığım halde yetiştiremediğim masajlar, bir iki gün daha birikecek demektir. Eğer rabbim izin verirse ileride yazdıkların hakkında yazabilirim. İnşaallah. Aslında yazdıklarını tahlil etsek iki cilt kitap olur. Müjde! Her yaşadığın AP ayrı bir müjde. Ümmet için millet için müjde. Senin için zülfikârlar için müjde. Okurlarımız için müjde müjde… Olumsuz hiçbir şey yok. Düşünenler için kuranı kerimi anlamak derinlerine inmek için dolu ipuçları, müjde maşaallah. İhtimal Zülfikarlardan bir erkek kardeşimiz verilen sırlara tahammül edemeyecek, imanının zedelenmesinden korkarak bizden ayrılacak, biz istemsek de. Selam es selame????
Bir mesaj yaz…