Ona itaat Allah’a itaattır

21.01.2021
246
Ona itaat Allah’a itaattır

Ona itaat Allah’a itaattır.

ESSALAMÜNALEYKÜM BABACIĞIM; CELAL Korkar mı, ürperir mi? Elbette korkar, ürperir… Evladın Muhammed’den öyle bir korkuyor ki âlemler dar geldi iblise, nereye gitse benim cemalimi görüyor. Bugün paylaştığınız yazıda anlatılanı kabullenmekte tereddüt etmiş, zorlanmış, bir kardeşim… Ben de kendisine dedim ki, yazılanlar doğrudur. Onaylamasam, tasdiklemesem, ikilemde kalacaktı. Ben de haberin, keşfin altına mührü bastım, cemalin kulu Muhammed olarak, dedim ki, eski sayfaları karıştırırsan, aynı tecelliyi ben de söylemiştim, pirim hakkında. Ona itaat Allah’a itaattır.

Babacığım, ne kadar korkuyor benden celal, bilir misin, âlemler tirtir titriyor. Bir zamanlar celali idim, bunu nasıl başardım; kendimi cemal nurlarla nasıl şereflendirdim, cemali zikirlerle. Çünkü sadece barış, huzur, afiyet, iman, hidayet, cennet istiyorum. Merhametim herkesedir. Bana düşmanlık edenlerin de hidayete gelmesi için, günahlarının affı için dua ediyorum da o yüzden. Komşu olarak, benimle ayni işi yapanlara bile bol müşteri versin rabbim, rahman rahim mevlam diyorum.

İnsanlara neden bela gelir bilir misin aziz kardeşim; kıskançlık, beddua, lanet sebebiyle. Cahil gafil âdemoğulları ve kızları çevresindekilerin kötülüğünü istiyor. En baş olma sevdaları, kibirleri, gururları, çokbilmişlik havalarından dolayı, etrafındakilerin zenginliği, güzelliği, sağlığı onlara rahatsızlık veriyor. Affetmiyorlar, kendilerine kötülük edenleri. Vardır bir hikmeti, ola ki bu hareket ile rabbimiz ya ödeşme yapıyor, ya ders veriyor, beni imtihan ediyordur, demiyorlar. Bir sor bakalım onlara, düşünürlerse rahman rahim Allah’a dolaylı yollardan kötülük ettiler, Allah’ın tecellilerini, yaptığı işleri beğenmediler, haksız yere kadere itiraz edip, kaderi kınadılar, olana itirazla dolaylı isyan ettiler.

Sen kullarını affedeceksin ki Allah da seni affetsin. Küçük bir haksızlığa uğruyorlar, hemen Allah’a şikâyet ile benim hakkımdı, ben daha iyisine, daha güzeline, daha çoğuna layıkım diyorlar.

Haksızlığa uğradığında teslim olsalar, ya rabbi! deseler, o kardeşime sağlık, afiyet, huzur ver, güzele, iyiye, çoğa demek ki benden daha layık, deseler daha hakk olurdu, huzur bulurlar, sağlıklı olurlardı. Allah’ın hoşnutluğunu, dostluğunu kuluna ettikleri bu güzel duaların bir mislini kazanırlardı. Gururlarına dokunuyor, bir türlü kadere teslim olmayı başaramıyorlar.

Size bir gerçekten bahsedeyim kardeşim; Musa kelimullah vaktiyle Turu Sina’ya çıkar, Allah ile konuşmaya… İsrail oğullarından biri derki, ‘‘ya Musa, Allah’a söyle, ben yaşlandım, artık gücüm yok, dağdan odun getirmeye… Artık Allah bana bir eşek versin, şu yaşlı kuluna merhamet etsin.” Tamam der muşa as. Allah’a gider, söyler, yaşlı malum kulun bir eşek ister senden ey rabbimiz der.. Allah da der ki; <söyle o kuluma, komşusuna iki tane eşek vermem için dua ederse, ona bir eşek vereceğim>. Gider muşa as, aynen bunu söyler o ihtiyara. Bir eşek isteyen kul bunu duyunca, ‘‘komşuya iki tane eşek haa! Hayatta istemem, dua da etmem, eşeği de istemiyorum”,der.

-Selam es selame aziz kardeşim imam muhammed; Rabbimizin selamı, bereketi, izzeti, sağlık, afiyeti ile cemal kemal nurları seninle olsun. Rabbimizin lütfu ile yazdıklarının tamamına amenna saddakna, doğrudur haktır diyerek sözlerime başlıyorum Allâh’ın izniyle. Nuru tevhidi yaşayıp fenafillaha erişmek nâsip olduğunda, bir şiir lütfedilmişti, hüzünler âleminden. Sene 1976 idi. Rabbim ana yaş olarak 29 yaşımda iken fakirini birliğine erdirmiş, divanına, kemal nuru ile davet etmişti. Bu kutsi olayı ehline anlatmak üzere kendimce tarihe kayır düşmekti, o şiiri yazma sebebim. Şahbeyitinde rabbimize şöyle seslenmiştim. ‘SENDE YOK OLMAYAN SENİ BİLİR Mİ, SENDE YOK OLUNCA SEN DEMİR Mİ’’?

Birkaç yıl sonra da Efendimizle sa. tevhidimiz kemalen gerçekleşmişti…Yani bu kardeşin önce fenafillah’a layık görüldü, ardından resulullah ile fenafirersul gerçekleşmişti. Çok sonraları bir hadisi şerifi okuyup sırrına erince anladım, neden önce fenafillah, sonra fenafirersul ile şereflendiğimizi. Bu konuyu bir yazımda veya bir mektupta daha geniş anlattığımı hatırlıyorum. Bu yazmalarımız da ehlinedir. Ehil olmayanlara ya okumak nasip olmaz ya inanmaz, yahut ne demek istediğimizi idrak edemezler.

Öyleyse, madem ki resulullah ile cemal nur deryasında bir olduk, öyleyse aynı beyiti bir kere daha söylenmez mi? ‘‘sende yok olmayan seni bilir mi, sende yok olunca (ya resulullah) sen denir mi’’

Tevhidin aslı; bir, beraber, aynı nur, aynı etki, aynı yetki ile donanmak değil mi…O tevhitlerle şereflenenler, Adetullah ile adetiresulullah ile çağdaş, bir olmaz mı, nurun, ruhun bütün olduğunu, eksiklerden münezzeh olduğunu ikrar etmiyor muyuz? Elbette ediyoruz değil mi?. Biz, sık sık verdiğimizin dışına çıkmayın diye kardeşlerimizi uyarırken, nefsimizden mi söylüyorduk. Haşa, hikmetin icabını, fıtratın gereğini bildiriyorduk.

Ruhaniyetten öğrencilerimizin bazılarının şöhret derdine düştükleri, bazılarının da verdiğimizin ötesine geçerek, dünyevi menfaatler, mal mülk veya sağlık huzur, aşk, muhabbet benzeri dilekleri zikirlerine ekleyerek yaptıkları, bunun önüne geçmem gerektiği uyarılarını aldım. Çok ilim verme, bazı fasık kişiler Allah’ın rızası dışında kullanıyor, ruhaniyet de bundan zarar görüyor, diye tenkit edildik,uyarıldık. Çok büyük büyük zatlardan tembihler aldık. Sen dahi bir yazında bu durumu belirttin. Ağzınızdan herhangi sebeple olsa celal çıktığı anda, bundan fırsatla bir takım celali gelişmeler yaratılıyor, demiştin.

Dikkat edersen, paylaştığım bütün yazılarda, sizlerin keşiflerinden, bir de beş on yıl önceden çeşitli gayelerle açık ettiğim tecrübelerimden bahsediyor, yeni keşiflerimi açmıyorum. Kendimden fazla bahsetmiyorum. ilim konusunda da istemeyerek kısıntılı davranıyorum. Defalarca uyarıldığımızdan… Tam yetkilisin, ancak diyerek, ilimde kısıntıya git, kötü amaçlı kullanmak isteyen fasık kimselere ulaşmasın. Verme bu ilim o kadar cömertçe, diye adeta yakarır gibi ısrarla emrediyorlar. Haberdar eden, himmetleri ile bizi şereflendirenlerin adı bile her birinizi korkutmaya, saygı duymaya sevk edecek otoritelerdir. Bize lütfediyorlar, dua ediyorlar, rica makamında bildiriyorlar. Çok taraflı mücadele ettiğimizden, bazen mahcup oluyoruz. Yetişemediğimiz alanlardan celal fırsatlar yakalıyor, üzerimize gelmeyi âdetinin gereği olarak kazanılmış zafer sayıyor.

Bütün bu uzatılmış kelamlardan sonra kardeşlerimizi bir kere daha uyarıyorum. Verileni yap, bu yolun gereğine uyum sağla. Hani ‘’gassal önünde meyyit gibi davranacaksın’’ deniyordu ya ilim hikmet karşısında, peygamberler, nebiler, veliler de meyyit gibi davranırlar. Ahmaklık yapmasınlar, ilim Allah’ın kesin hükmüdür ki bütün resuller nefislerinden bir kelime bile eklemediler, aldıkları vahye. Kuran nasıl da tehdit eder. Onlara uyarak bir iş yaparsan senin şahdamarını koparırız, anlamında ayetler var, biliyorsunuz.
Abese suresinde efendimize yapılan uyarıyı hatırlayın. Ne kadar küçük bir tercihi, nasıl bir uyarı ile tekzip edildi. Uyanık olun ey kardeşlerim. Kimseye nasip olmayan bir mertebede, makamda, haldesiniz. Milyonda bir bile değil yüz milyonda bir insana nasip olan bir mektebim öğrencilerisiniz.
Trilyonlar verseniz böyle bir okula kabul edilmezdiniz. Lütfen! sizin davranışlarınız yeri göğü ya sevindiriyor, yahut üzüyor. Bu kapalı gurubu her gün muhakkak okuyun. Eliniz kanda olsa, kazanlarınız taşıyor olsa, okumanın bir yolunu bulun. Selam es selame

*BABACIĞIM BU GÖNÜL KILINÇ, Gönül Kılınç. Ben onun için merhamet af diliyorum, bazı kardeşlerimin beynini karıştırmış.
Diyor ki bir Zülfikar kardeşimiz;<Sana hocamızın eski bir talebesi olan bir kadın ile ilgili söylemem gereken şeyler var Muhammed abi. İçime kurt düştü. Hocamıza mevzu yeniyken anlatmıştım, bilmem hatırlar mı? Biraz incinse de üzerinde durmadı. Ama ben o kadını hocamıza karşı dolduran, hatta zikri bırakmasına neden olan kişinin, hatta şuan zikri bırakan kadının bile bize ve gruba bir tehdit olabileceğini hissediyorum.> 
Ve daha dedi ki; ‘’Onun bizzat yakından, sanal olmayan, görüştüğü bir din dersi öğretmeni varmış…>

*Gerekli cevapları verdim PIRIM. Bende dedim ki ‘’bunlar şeytanin yalanları, iftiraları. Ne siz öldünüz, ne de sayfanızı başkası kullanıyor…’’ Hatta cevap olarak sunu yazdım. BEN ALI HOCAMLA HER GÜN RUHANİYETTE BERABERİM.

-Azizim, zaman kaybına değmez… Allah teâlâ kardeşimize hidayet versin, kimse rakipsiz, düşmansız olmadı, olmayacak. İblis bazı dönemlerde zayıf düşse de küreseldir, umuma dönüktür zayıflaması. Her fertte capcanlı, on sekiz yaşında, hikmetin icabı olan işini yapacak. Asla ölmeyecek biliyorsun, kıyamete kadar izinlidir. Herkesin o iblisin nurundan bir şeytanı vardır, bir de Nurullah’ın nurundan meleği var. Doğarken, varlığının temel taşları olarak getirdiği, kabiliyetleri, yetenekleridir bu nurlardır… Kıyamete kadar Adetullah değişmez, yürüklüktedir. Kuran okuyan herke bunu bilir. Selam es selame

*Babam, herkes senden ayrılsa ben ayrılmam. Çünkü benim hayatimi sen değiştirdin. 20 yaslarında Nakşibendi tarikatına girdim. her an her saniye zikir çekiyor, günahı da bilerek işlemiyorum. herkes sürekli zikir halinde olmama imrenirdi. ama benim hayatim alt üst, bela musibet, zikir çektiğim halde başımdaydı.ne zaman seni tanıdım, iman, hidayet, amel ibadeti, cennetti, huzuru, sağlığı, gücü kuvveti, parayı buldum.

Bir ikimiz kalsak kalan herkes celal olsa yeteriz. Tabii ki de merhamet doluyum. herkese Aşk, sevgi, merhamet, şefkat sınırsız, sonsuz…

Yayınlanma tarihi: 22 Eyl 2018, 22:42

YAZAR BİLGİSİ
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.