Seninle iftihar ediyorum.

Seninle iftihar ediyorum.

Selam es selame Hocam,
Hocam dün gece yatsı namazının ilk sünnetini kılarken yine ölülerle korkutmaya çalıştılar, ruhaniler namazda üzerime doğru geliyorlardı, Peygamber Efendimiz (S.A.V) geldi o sırada,yüzünü göremedim ama beyazlar içinde, başında beyaz sarığı ve boynunda diz kapaklarına kadar sarkan şalı, elinde asası vardı, beni rahatsız eden ruhanileri kovaladı asasıyla, hepsi dağıldı gitti. Hamdolsun…

Farzını kılarken secdeye oturduğumda, karşımda açılmış, harfleri altın yaldızla yazılmış bir Kuran gördüm. Secdeye giderken alnımı koyacağım yere geldi Kuran, alnım secdeye değdiğinde Sübhane Rabbiyel Ala dedim üç kere, ‘’Rabbi zidni ilmen de’’ dedi kalbimden bir ses. Ardından, 3 kerede ‘’Rabbi zidni ilmen’’ dedim. Namazı tamamladım.
Son sünneti, Vitri kıldım, tesbihata geçtim. Kevser zikrine niyet edip başladım. Zikre devam ettikçe altın yaldızlı Kuran karşımda yine belirdi, bu defa Kuran Hakkı için, Kuran Hakkı için bize de dua et dedi, sonra harfler canlandı, hepsi gözümün önünde canlıydılar, kurandan süzülerek bize de dua et diyorlardı. Hemen tesbihimi kenara bırakıp ellerimi açtım, Rabbim Kuran hakkı için, her harfi için, sana dua ediyorum, onlara cennet bahçelerini nasip et Ya Rabbi dedim.

Sonra zikre devam ettim, bir yandan çok mutlu olduğum için ağlamaya başladım, bir yandan zikrimi çektim, Hamd ettim, şükrettim. Bu sabah Duha namazı sırasında Kuran iş yerimin mescidinde yine karşımda duruyordu, içindeki harfler su olmuş, ırmak gibi bana doğru akıyordu. Rabbime hamd ettim, şükrettim.
Akşam namazındaydım biraz önce Hocam, evvabini de kıldım, Kevser zikrine başladım. Bu defa zikri yaptıkça odaya yağmur gibi bir şeyler yağıyordu, çizgi çizgi ben zikre devam ettikçe çizgiler arttı, rengi yeşil, o kadar güzel yağıyordu ki rahmet, zikri bırakamadım. Ayağım uyuştu, namaz oturuşumu bağdaşa çevireyim dedim, baktım rahmet azalıyor, hemen namaz oturuşuna geçtim. Rahmet arttı artı yine devam etti, ayağımın uyuşmasını unuttum rahmetin yağışını izledim.
Sonra sağ devrimi yapmak için ayağa kalktım, niyetimi ettim, salavat getirdiğimde Peygamber Efendimiz yine geldi, ellerimi bağladım Fatiha’ya başladım, boynundaki yeşil şalı çıkarıp, benim boynuma sardı, sağ omzumu tuttu, sonra kardeşine sarılır gibi sarıldı, elinde asasıyla gitti, yüzünü göremedim, yalnız biraz üzgündü sarılırken, ümmeti için üzülüyor gibiydi.
Ben ise dimdik güçlü durmak zorunda hissettim kendimi. Sanki İslam’ın bir emanetini almış gibi, Hz. Ali (R.A) gibi dimdik, güçlü hissettim, Rabbime hamdolsun, sonsuz kere şükürler olsun.
Selam es selame Hocam.

Aleykümselam Aziz’im, kardeşim. Maşaallah barikallah, İnşaallah islamın bir emanetini aldın. Elhamdülillah. Durmak yok. Yola devam inşaallah. Senden ve zikir yapan herkesten dua bekleyen çok çok çok mazlumlar, mahrumlar var. Elhamdülillah milletimiz uyandı ancak mahmurluğu atamadı üzerinden, halen çok duaya ihtiyacımız var. Uyuyanlara da dua et, yeni uyananlara da.
Üzerine yağan nurlardan çok mahrum yaşadı ne yazık bu ümmet hem millet. Yedi göbek dedeleri evliya olan nesiller, ateist oldu, deist oldu, anarşist oldu en çok da çapulcu oldu. Hain oldular da defalarca kâfirlerle bir olup kendi insanına, toprağına, hısım akrabalarına ve cümleten allah ve resulünün dostlarına, islamın bayraktarı TÜRK MİLLETİNE darbeler yaptılar. 
Hesapsız günahlara giriftar bu milletin istiğfara, bağışlanmaya çok ihtiyacı var. Seccadeleri soğuk gözyaşları ile ıslatmaya devam etmeliyiz. Sen zikirlerine devam et. Daha niceleri gelecek senden dua istemeye. Rabbimizin izniyle devam et lütfen. Mehdiyet’in gelişini hızlandıracakmış gibi şevkle iştahla inşallah. Efendimizin hediye ettiği şal aşkına devam et. 
Gözlerinden öpüyorum. 
Seninle iftihar ediyorum. Selam es selame
Hacı Ali Bayram gönderdi