-Aleyküm selam… Allah yoludur. Şeriatı Muhammedî yani… Kuran ve sünnetin dışında hiç bir tarike ihtiyacımız yoktur. Sünneti resulullah bize yeter. İlimde ilerlemek isteyenlere yedi sekiz vakit namaz önerdi. Aklınızı kullanın ‘’kurandan ihtiyaca göre ayetleri zikredin. Sakın celalımı istemeyin, sizi celalımdan cemalıma sığınmaya davet ediyorum, aksi halde sizi dünyadayken yakarım’’ dedi. Ama insanlar geçmişte olduğu gibi yine kuranın parıldayan ışığına rağmen sapıtıp ‘’allah allah’’ dediler… Rahman rahiym demeyi beceremediler. Kuranı en başına yerleştirilen ismi azama güvenmediler. Allah tealadan davetlerine icabet ederek hepsini cehenneminde yaktı, yakıyor. Çünkü kuran buyurdu ‘’talebena vecedena/ne talep ederseniz veririm’’ ve ekledi ben cehennemi de sizden ve cinlerden sapkınlarla aptallarla dolduracağım, siz isteyip dururken kıskanacak değilim. Dileyen kulumun dilediğini vermek benim şanımdandır. Böylece; üç yüz yıldır o tarikatları kuranların veya allah allah diyenlerin en akıllıları ”hamdım, piştim, yandım” dedi. Onu yakan da zaten gönesin (şemsin) ta kendisiydi. Kendileri ile birlikte dünyayı, İslam âlemini de yaktılar. Uzaklardan Moğolları, dünyanın o zamana kadar bilinen en vahşi milletini İslam topraklarına zikirleri ile davet ettiler… Onlar da manevi emri kabul edip yaktılar, yıktılar. O Âşıklar aşk sarhoşluğu içinde yüzerken, ne yaptıklarını nede kendileri anladılar. Ne de onların yolunu takip edenler anladı. Akılları neden cehennemde olduklarına ermeyince ‘’narın da hak nurun da hak’’ dediler. Eza cefaya gark olunca; ‘’allah sevdiğini böyle yakar’’ dediler. Ya huuuu! Kâfirler zevk sefada demeye kalkışanlara ‘’dünya kâfirlerin ahiret bizim’’ dediler. Uyudular uyuttular, şeytan ne dediyse yuttular. Gün bugün hala belimizi doğrultamadık. Bir türlü ‘’ Ya rahman ya rahiym, bismillahirrahmanirrahiym ya latıf bize lütfundan ver’’ demeyi öğrenemedik. Ya Macit, içimizden mucitler çıkar bize icatlar yaptır’’ diyemedik. Kâfir ne verdiyse onu içtik yedik. Elhasıl bir türlü rabbimizin bize şah damarımızdan daha yakın olduğunu anlayıp, görüşüp konuşamadık. Onu göklere gönderdiğimizden dilediğimiz kadar ceviz kırdık dilediğimiz kadar herze yedik. İçimizden kurnazları şeyh yarı tanrı edindik ellerini öptük burun sildiği peçeteleri yedik. Selam es selame >