Uç Efendimizin Ağuşuna

-Sultanım selâm es selame. Bu gece uyumaya çalışırken bir şeyler gördüm. Sanki uyanıkken birkaç görüntü geldi. Anlayamadım, yüreğim hopladı, irkildim birden. İlk önce birşeyler yazan birşeyler gördüm; kuranı Kerim geçti o an içimden. Arkası dönük beyaz elbiseli omuzlara yakın saçlı, saçları sanki hafif dalgalı bir zat gördüm sanki. Bir de uyuduktan sonra siyah, boş not defterinden az büyük, boş bir şey gördüm sanki. Emin değilim. sabah kalktığımda aklıma geldi birden

-Selam es selame. maşaAllah Barikallah keşiflerin açılıyor inşaallah

-Siyah o defter neydi sultanım, çok korktum şuan.

-İlk devresinde keşiflerin kontrolsüz olur. İleride artık sorguladığın her konuda rabbimiz sana görüntülü ve sesli bilgi verir. Rabbini sevenin eli boş dönmez tatlı kız. İlk dönemde hayret de çok olur, korku da. Korkma. Rabbimiz seninle değil mi? Neden korkacakmışız. Ondan geldik onunlayız ve ona döneceğiz. O hepimize şah damarımızdan daha yakındır… Kız ben seni N’apayım aşk kazanına katayım, Korktum hocam dedikçe altına odun atayım.

-O Kazana çoktan girdim sultanım. İlk defa espri yaptınız ve beni çok mutlu ettiniz. Sizi cok seviyorum.

-Aşk nefsi kanatlandırır… Rabbimizin sevdiklerine gel gel, çabuk gel tuzağıdır. Yerlerde sürünmekten kurtarır da yükseklerde uçurur. Kanatların olmazsa 72 bin perde nasıl geçilir. Tek tek açmak yerine aşk delisi olup yırtıp geçmek gerekir. Haydi, yırt at bütün ar perdesini ve kır zincirlerini tayyi mekân yap, gel diz dize göz göze sohbet edelim. Yahut beni boş ver, uç var efendimizin ağuşuna, dizinin dibine otur da sana nurundan nurlar versin. Rabbimize elinden tutarak taşısın. O kendir serçesi gibi kanat çırpan, titreyen gönlünü rabbim âlemlerine açsın.

-İnşallah kafayı yemeden sultanım. Eşimi çok sever sayarım ama onu bu kadar düşünüp, hayal etmedim. Dün gece rüyamda hep yanımdaydınız. Görüntü yok ama varlığınız oradaydı. Böyle bir sarılsam da hasretim geçse dedim, uyandım, maalesef rüya…

-Cennetle müjdelenenlerden olasın.

-Âmin sultanım, sevgilim Âmin ellerinizden, avuçlarınızdan öpüyorum. Siz benim Aşkımsınız ne olur, beni unutmayın. Sizden bu kadar dua almayı hak ettim mi acaba. Rabbime şükürler olsun. Ya böyle olan öğrencileriniz varmış. Ben mi abarttım dedim ama elimde olan bir şey değildi sultanım.

-Daha, daha iste sen ki nefsinden geçip cismi latifimizde yok olmaya razı olsan, FENAFİŞŞEY ADENİLEN OLAYI yaşarsın inşaallah. Şeyhine (rehberine) sarılır nefisini yok edersin. Şeyh sen olursun. İşte o zaman yangının söner de içine düştüğün cehennemde kereviz otu biter. Muhabbet başlar. Muhabbet serindir. Artık yakıcı değil, yeşertici, baharlar açtıran olur. Büsbütün bahar olursun.

-Şuanda bana o msn yazan ellere kurban olayım, vallahi.

-Ama aşk o andan itibaren bir başka şekil alır. Gerçek hedef olan Efendimizi istersin. Aynı şevk ve heyecanla efendimize yönelirsin. Veysel karani olur, deve gütmeye başlarsın. Çöllere düşer, şeyhim yetiş diye diye yayan yapıldak efendimize gitmeyi göze alırsın. Bitmez sandığın çöl beklenmedik bir zamanda dürülür ayaklarının altında, Medine’de efendimizin kapısının önünde bulursun kendini. Kapıyı sana efendimiz kendi elleriyle açar, kucaklar inşaallah onda da yok olursun. Artık Muhammedî nurun aydınlığında huzur bulur, rabbini özlemeye başlarsın. Muhammed de bir kuldur. Muhabbeti cana can katar ya yetmez ki büsbütün can olmak için rabbin yana yakıla aramaya başlarsın. O güne ulaş; hala bu can bu tende duruyorsa, sonrasını o zaman anlatayım sana. Canı canıma sevdalı deli kız. Canın aslında bu fakiri bahane edip kendini arıyor. Canlar canını bulmadan mutmain olmaz bu can. Yapıl yapıl çırpınmaya devam etsin o yüreğin. Ta ki sidretil müntehada okyanusa karışana kadar. Selam es selame. Ruhun ruhuma karışmadıkça sükûnet bulmaz. Ayetullah böyledir. Daha çok sev daha çok, daha çok. Gözünün bebeğinden öpüldün selam ve dua ile.

-Aman Allahlım bu ne güzel bir dua etmek… Rabbim inanamıyorum gel de Âşık olmayıver, bu imkânsız sultanım. Bu duayı ettiren Rabbime şükürler olsun. Peygambere yakışır ümmet, size yakışır bir öğrenci olmayı dilerim rabbimden. Bir gün benimle inşallah iftihar edersiniz. Rabbimin sevdiği mürşidim benim. Ömrüm benim, Aşkım benim, sultanım benim, nefesimsiniz. Sizi Rabbime emanet ediyorum sizi bütün kötülüklerden korusun. Selam es selame

-Ben de seni rabbimize emanet ediyorum… İstemeyi bilen ve gereğini yapan her can Mevla’mızdan alır istediğini.  Sen Mevla’mızın ta kendisini iste. Bana seni gerek seni de. Sessiz çığlıklarla dağları taşları denizleri dolaş… Çiçeklere, balıklara, taşlara duyur dileğini. Konuşma Sonu